Sünnet namaz yok mu?

Sual: (Yalnız Kur’an) diyen etiketli yamuklardan biri, (Sünnet namaz diye bir şey yoktur, Peygamber sünnet değil nâfile kılardı. Sünnet kılmak peygambere tapmak olur) diyor. Bütün İslam âlimleri sünnet kılmadı mı? Bunlar peygamberimize mi tapmıştır?
CEVAP: Hâşâ, bu çok çirkin bir iftiradır. Sünnet kılan, sünnete uyan, Peygamber efendimize tapmış olmaz. Ona uymuş olur, ona uymak da Allah’ın emridir. Allahü teâlâ, Peygamber efendimize mealen, (De ki, eğer, Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin, günahlarınızı affetsin!) buyuruyor. (Âl-i İmran 31) [Allah’ı seviyorum iddiasında bulunanın, Peygamber efendimize uyması lazım.]
Peygamber efendimiz, “sallallahü aleyhi ve sellem” farzların yanında nâfile kıldığı gibi, başka vakitlerde de nâfile kılardı. Bu nâfile namazlara sünnet adı verilmiştir. Bunun tapmakla ne alakası var? Peygamber efendimizin farzların haricinde yaptığı her şeye sünnet denir. Mesela farz oruçlar haricinde tuttuğu nâfile oruçlara sünnet oruç denir. Abdestin, namazın, haccın, orucun sünnetleri olur. Yemeğin, elbise giymenin sünneti olur. Yaptığı her mübah şey sünnettir. Âdet olarak yaptığı sünnetlerin yanında ezan okumak; kamet getirmek gibi ibadet olarak yaptıkları da vardır. Bu sünnetlere uymayı Resulullah’a tapmak gibi göstermek şeytanın kıyasına benziyor. Başka bir mezhepsiz de, Kâbe istikametinde namaz kılmayı, Kâbe’ye tapmak olarak göstermişti. Şeytan da, Hazret-i Âdem istikametinde secde edilmesini, Hazret-i Âdem’e secde olarak kabul edip isyan etmişti. Biz, Kâbe istikametinde Allahü teâlâya secde ediyoruz. Sünneti de Peygamber efendimize uymak için yapıyoruz. Çünkü Kur’an-ı kerimde mealen, (Resulüme uyun, o size ne emrederse onu yapın, neden sakındırırsa ondan kaçının) buyuruluyor. Resulullah’ın sünnetine uymak, Allah’a uymak olur. Allah’ın emrine uyan Müslümanlara (Peygambere tapıyorsunuz) demek, ne kadar çirkin bir hakarettir.
DÖRT GECENİN GÜNDÜZÜ
Sual: Mübarek gecelerin gündüzü de, geceleri gibi kıymetli midir?
CEVAP: Genelde öyledir. Bir hadis-i şerif: (Dört gece, gündüzü gibi, dört gündüz de, gecesi gibi kıymetlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onları bol ihsana kavuşturur. Bunlar, Kadir Gecesi, Arefe, Berat ve Cuma geceleriyle gündüzleridir.) [Deylemî] (Bu dört kıymetli gecenin gündüzlerini de iyi değerlendirmelidir.)

Comments are closed.