Allahü teâlâyı, beni ve Ehl-i beytimi seviniz…

Hâlid bin Ma’dân hazretleri Tabiînin hadis ve fıkıh âlimlerindendir. İran’da Nişabur’da doğdu. Muâz bin Cebel, Hazret-i Âişe, Ebû Hüreyre ve Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhüm) gibi sahâbîlerden hadis rivayet etti. Mesleme kumandasındaki ordu ile İstanbul muhasarasına katıldı. Seferden dönderken 103 (m. 721)’de Suriye’de Tartus’ta vefat etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden:
Muâz bin Cebel’den (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Bir kimse inanarak ‘Lâ ilahe illallah’ derse, muhakkak Cennete girer.”
Câbir bin Abdullah’tan (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “En’am sûresi, 65. (Yâ Muhammed de ki! Allahü teâlâ size üstünüzden bir azâb göndermeğe kadirdir) âyeti gelince Resûlullah efendimiz (Rabbim, senin zâtına sığınırım!) buyurdu. [Yâhud ayaklarınızın altından bir azâb göndermeye kadirdir] cümlesini müteakib (Rabbim senin zâtına sığınırım!) buyurdu. [Yahud fırkalarınızı birbirine katıp bâzınızın hıncını bâzınıza tattırmaya kadirdir] cümlesini müteakib de (Bu hafiftir), yahud (kolaydır) buyurdu.”
Hazreti Ali (radıyallahü anh) Resûlullah efendimizin şöyle buyurduğunu bildirdi:
“Kim cünüplükten temizlenirken, kıl yeri kadar da olsa azıcık bir yeri yıkamazsa, Allahü teâlâ o kimseye veya yıkanmayan o yere Cehennemde çeşitli azâblar yapar.” Bu hadîs-i şerîfi naklettikten sonra Hazreti Ali (radıyallahü anh) şöyle derdi: “Resûlullah efendimizden bu tehdidi işittikten sonra başımdaki saçlara düşmanımmış gibi muâmele ettim.” Hazreti Ali bu sözü meselenin ehemmiyetini göstermek bakımından üç defa tekrar etti. Yani Hazreti Ali vücudunda ve saçlarının dibinde veya başka bir yerde ıslanmadık yer kaldığında guslün olmayacağı üzerinde durdu.
Ali bin Abdullah bin Abbas babasından rivâyet etti. Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
“Verdiği rızıklarla beslediği için, Allahü teâlâyı seviniz. Allahü teâlâyı sevdiğiniz için beni seviniz. Beni sevdiğiniz için, Ehl-i beytimi seviniz.”
Resûlullah efendimiz buyurdu: “Kim istiğfara (Allahü teâlâdan af ve mağfiret istemeye) iyi sarılırsa, Allahü teâlâ, ona her türlü keder ve sıkıntıda bir ferahlık ve rahatlık, darlık zamanında ise, çıkış ihsân eder. Onu, kendisine yetecek şekilde rızıklandırır.”

Comments are closed.