Bu kitap öyle bir kitap ki…

Ahmet Mekkî Efendi’yi “rahmetullahi aleyh”, vefat ettikten sonra bir gece rüyâda gördüm. Sultân Selîm Câmiinin şadırvanında abdest alıyordu.
Yaklaşıp;
“Efendim âhirette bana şefâat edecek misiniz?” diye sordum.
Başını kaldırdı.
Ve bana bakıp;
“Edeceğim, edeceğim!” buyurdu.
Sevinçle uyandım.
O günlerde babasının talebelerinden Hilmi Efendi’nin evine gitmiştim.
Beni görünce;
“Abdüllatîf, senin Mekkî Abi’ye yaptığın hizmet, sana dünyada da yeter, âhirette de yeter” buyurmuştu.
Çok sevinmiştim.
? ? ?
Bir gün müftülüğe bir kişi geldi, Müftü Efendi’ye selâm verip oturdu.
Çantasını açtı.
Bir kitap çıkardı.
Dikkat ettim, “Tâm İlmihâl Seâdet-i Ebediyye” kitâbı idi.
Onu Müftü Efendi’ye uzatıp “Efendim, ben bu kitâbı okuyorum ve zevk alıyorum. Ancak bir akrabam ‘Sakın o kitâbı okuma, içinde yanlış şeyler var’ dedi. Kafam karıştı, siz ne dersiniz?” diye sordu.
Mekkî Efendi de;
“Bu, öyle bir kitap ki, bunun gibisi bugüne kadar yazılmamış, kıyâmete kadar da zor yazılır. Bir Müslümana lâzım olan bütün bilgiler bunda var, sen bunu okumaya devam et” buyurdu.
Adam sevindi.
Teşekkür etti.
Ve Müftü Efendi’nin elini öpüp huzur içinde ayrılıp gitti.

Comments are closed.