Evliyâ ile sohbet aklı artırır…

Himmet Efendi Bayramiyye yolunun büyüklerindendir. 1000 (m. 1592)’de Bolu’da doğ­du. Tahsil için İs­tanbul’a gitti. Memleketine döndüğünde Bayramî şeyhi Bolulu Hacı Ahmed Efendi’ye intisab etti. İcazet verilip İs­tanbul’a gönderildi. Kasımpaşa Camii, sonra Üsküdar’daki Dâvud Pa­şa Camii vaizliği yaparak halkı ir­şad etti. 1095’te (m. 1684) vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Hakîkat, zenginliğin gösterişinden korkmak ve titremek gerektirir. Zenginlik taslamamalı, Allahü teâlânın verdiğine şükretmelidir.”
“Evliyâ ile sohbet, aklın artmasına sebeptir.”
“Bir âlimi ve evliyâyı ziyaret etmekten maksat, Allahü teâlâya yönelmektir. O büyüklerin rûh-ı şerîflerini tam bir yönelme ile ziyâret, cenâb-ı Hakkın rızâsına kavuşmaya vesiledir. Nitekim görünüşte halka tevâzu, hakîkatte Hakka tevâzudur. Çünkü insanlara tevâzu göstermek, Allahü teâlânın rızâsı için ise makbûldür.”
“Evliyânın mezarlarını ziyâret eden, kabirdeki zâtın büyüklüğünü ne kadar anlamış ise ve o velîye ne düşünce ile teveccüh etmiş, yani kalbini ona bağlamış ise, ondan o kadar feyz alabilir. Kabir ziyâretinin faydası çok olmakla beraber, evliyânın rûhlarına teveccüh edebilen kimse için uzaklık zarar vermez.”
“Nefsi terbiye etmekten maksad, bedenî bağlılıklardan geçip, ruhlar ve hakîkatler âlemine yönelmektir. Kul, kendi istek ve arzularından vazgeçip, Hakkın yoluna mâni olan bağlılıkları terk etmelidir. Bunun çâresi şöyledir: Kendisini dünyaya bağlayan şeylerin hangisinden istediği ân vazgeçebiliyorsa, bunun maksada mâni olmadığını anlamalıdır. Hangisini terk edemiyorsa ve gönlünü ona bağlı tutuyorsa, onun Hak yoluna mâni olduğunu anlamalı ve o bağlılığın kesilmesine çalışmalıdır.”
“Kalbe anî olarak gelen çeşitli vesveseler ve telkinler, insanın kemâline mâni olmaz. Ancak, kalbe yerleştirmemelidir. Kalbe gelen bu vesveseleri tamâmiyle uzaklaştırmak imkânsızdır. Bazı âlimler; Kalbe yerleşmediği müddetçe, onların hiçbir kıymeti yoktur dediler. Eğer kalbe yerleşirse, feyiz yollarını keser. Bunun için batın hâllerini murâkabe etmelidir.”
“Aradaki mesafe ne kadar çok olursa olsun, talebe, hocasına durumunu manevî yol ile arz etmelidir ki, gafletten kurtulabilsin.”

Comments are closed.