Helâl kazanmak her Müslümana farzdır

Mukatıl bin Süleyman hazretleri Kur’an-ı kerimi baştan sona kadar tefsir eden ilk müfessirdir. 80 (m. 699)’da Afganistan’da Belh’te doğdu. Merv’de zamanın büyük âlimlerinden ilim tahsil etti. Sonra Basra’­ya gitti ve Tâbiînin âlimler­den faydalandı. 150 (m. 767)’de Bas­ra’da vefat etti. Tefsirinde şöyle yazmaktadır:

Mü’minûn sûresi, elliikinci âyetinde meâlen, (Ey Peygamberlerim “salevâtullahi aleyhim ecma’în”. Helâl ve temiz yiyiniz ve bana lâyık ibâdetler yapınız!) buyuruldu. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bunun için, (Helâl kazanmak her Müslümana farzdır) buyurdu. Yine buyurdu ki: (Bir kimse, hiç harâm karıştırmadan, kırk gün helâl yerse, Allahü teâlâ, onun kalbini nûr ile doldurur. Kalbine, nehirler gibi hikmet akıtır. Dünya muhabbetini, kalbinden giderir.) Dünyâlık kazanmak için çalışmak günâh değildir. Dünyalık sevgisi, dünyaya gönül bağlamak günâhtır.

Sa’d bin Ebî Vakkâs “radıyallahü anh” dedi ki: “Yâ Resûlallah! Duâ buyur da, Allahü teâlâ, benim her duâmı kabul etsin!” Cevâbında buyurdular ki: “Duânın kabul olması için, helâl lokma yiyiniz!” Bir hadîs-i şerîfte, “Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri harâmdır. Sonra ellerini kaldırıp duâ ederler. Böyle duâ nasıl kabûl olunur?” Bir kere de buyurdu ki: “Harâm yiyenlerin ne farzları, ne de sünnetleri kabul olmaz.” Yani sevâbına kavuşamazlar. Yine buyurdu ki: “On dirhemlik elbisenin, bir dirhemi harâm olsa, o elbise ile kılınan namâzlar kabul olmaz.” Yine buyurdu ki: “Harâm ile beslenen vücudun ateşte yanması daha iyidir.” Yine buyurdu ki: “Malın healâlden mi, harâmdan mı geldiğini düşünmeyenler, Cehenneme, neresinden atılırsa atılsınlar, Allahü teâlâ, onlara acımıyacaktır.” Yine buyurdu ki: “İbâdet on kısımdır, dokuz kısmı, helâl kazanmaktır.”
Bir defa da buyurdu ki: “Helâl kazanmak için yorulup, evine dönen kimse, günâhsız olarak yatar. Allahü teâlânın sevdiği kimse olarak kalkar.” Yine buyurdu ki: “Allahü teâlâ buyuruyor ki; harâmdan kaçınanlara hesap sormaya utanırım.” Ve buyurdu ki: “Bir dirhem fâiz [almak ve vermek], otuz zinâdan daha günâhtır.” Ve buyurdu ki: “Harâm maldan verilen sadaka kabul edilmez. Saklanırsa, Cehenneme gidinceye kadar, ona yolluk olur.”

Comments are closed.