Bugün, büyük İslâm âlimi Hüseyin Hilmi Işık Efendinin vefat yıl dönümüdür. Bu vesileyle bir nebze o mübarek zatın yaptığı hizmetlerden bahsetmek istiyoruz. Tabii ki önce onu yetiştiren zatı, yani Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerini tanımak lazım…
Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, ruh bilgilerinin, tasavvuf ilminin mütehassısı, son asır âlim ve velîlerindendir. 1865 (H.1281)’te Van-Başkale’de doğdu. İmâm-ı Ali Rızâ bin Mûsâ Kâzım soyundan olup seyyiddir. Hazret-i Ali’ye kadar bütün babaları âlim ve velî idi… 1878 (H.1295) yılında Seyyid Fehîm-i Arvâsî hazretlerinin huzûruna kavuştu ve en sevdiği talebesi olarak icazet aldı…
Doğu ve güneydoğuda çok çileli günler geçiren Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, nihayetinde İstanbul’a hicret etti. Gümüşsuyu Tepesindeki Kaşgari Dergâhının şeyhliği, imâmlığı ve vâizliği ile vazîfelendirildi. Bu arada Sultan Vahideddîn Han tarafından Süleymâniye Medresesine tasavvuf müderrisi olarak da tâyin edildi. Ömrü boyunca çeşitli câmilerde ve toplantılarda vaaz ve sohbet ederek İslâmiyeti yaymaya, din düşmanlarını susturmaya ve sindirmeye gayret etti… Nihayet, 27 Kasım 1943 (H.1362)’te Ankara’ya geldi ve orada vefât etti. Bağlum’a defnedildi. Oğlu Ahmed Mekki Efendi; “Babam Hilmi’yi çok severdi. Onun sesini iyi tanır. Telkinini o versin” buyurdu. Böylece telkin vermek ve kabr-i şerîfine girmek vazîfeleri talebesi Hüseyin Hilmi Efendiye nasîb oldu…
FEYZ VE İHSÂNLARA KAVUŞTU
İşte bu en çok sevdiği talebesi olan Hüseyin Hilmi Efendi, Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerini, 1929 yıllarında tanımakla ve ona hizmet etmekle şereflendi. Bu zatın sohbet ve derslerinde, feyz ve ihsanlara nâil oldu. Sarf, nahv, mantık, fıkıh, hadis, mâkul ve menkûl, usûl ve fürû ilimlerini tâlim etti…
Hüseyin Hilmi Efendi, teğmenlikten albaylığa kadar Türk ordusunda zehirli gazlar mütehassıslığı ve kimyâ öğretmenliği yapmış, çok subay yetiştirmiştir…
Başta; “Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye” olmak üzere, Hakîkat Kitabevi tarafından neşredilen, 14 Türkçe ve bunların; Arabî, Fârisî, Fransızca, Almanca ve İngilizce yayınlanan pek çok kitabı vardır…
Bu mübarek zat, 26 Ekim 2001 Cuma gecesi, tedâvi gördüğü Türkiye Hastanesi’nde 90 yaşında vefât etti. Başta, İhlas Holdingin kurucusu ve aynı zamanda en çok sevdiği talebesi ve dâmâdı olan Enver Ören olmak üzere, gözyaşları arasında büyük bir kalabalıkla Eyüp Sultan Kabristanı’ndaki aile mezarlığına defnedildi. Allahü teala şefaatlerine nail eylesin…
İlk tanışma…
Hüseyin Hilmi Efendi, Hocasıyla Eyyüb Câmii’ndeki ilk karşılaşmasını şöyle anlatır:
“Askerî talebeydim. Bir gün Cumâ namâzı için Eyyüb Câmii’ne gittim. Câmi tıklım tıklım dolu. Abdülhakîm Efendi Hazretleri rahlenin bir yanında oturuyordu. Ben gittim, tam mübâreğin karşısında, cemâatin önünde diz çöküp oturdum…
Biraz sonra ‘Ders burada kalsın’ dedi. Ne çabuk da bitti? Meğer bir sâat sürmüş. Bana sanki beş dakîka gibi geldi. O kadar zevkle dinledim ki, hazîne bulmuş gibiydim. Herkes câmiden çıkmaya başladı… Ben de kalkıp kapıya gittim. Ayağımda postallar var, onların iplerini geçirmekle, bağlamakla meşgul idim. Birisi eğildi ve kulağıma;
-Küçük efendi ben seni sevdim… Bizim evimiz yukarıda, mezarlık içinde, arada bir gel de seninle konuşalım, sohbet edelim, dedi.
Bir de baktım ki az önce vaaz veren hoca, Abdülhakîm Efendi. Halbuki böyle büyük zâtların teveccühünü, muhabbetini kazanabilmek için senelerce hizmet etmek lâzım. Ama ben ilk sohbette zahmetsiz O’nun sevgisini kazandım… Onların sevgisi, bizim sevgimize benzemez. Demek ki, kalbinde bana bir yer ayırmış mübârek, elhamdülillah… İşte o yer, o sevgi bereketiyle bütün bu hizmetler nasîb oldu kardeşim…”