Abdülkadir Efendi “Kara Müftü”

Kara Müftü adıyla tanınan Abdülkadir Efendi rahmetullahi aleyh, Çorum’da yaşamış olan İslam âlimlerinden olup Nakşibendi şeyhlerindendir. 40 sene Çorum’da fetva makamında bulundu ve 1201 (m. 1787)  tarihinde vefat etti. “Velediye Risalesi” üzerine bir şerh yazmıştır. Bu eserinde buyurdu ki:
Zekât vermek, Kur’ân-ı kerîmin otuziki yerinde, namazla birlikte emredilmektedir. Tevbe sûresi otuzdördüncü âyet-i kerîmesinin meâl-i şerîfi şöyledir: (Malı, parayı biriktirip zekâtını, Müslüman fakirlerine vermeyenlere çok acı azâbı müjdele!) Bu azâbı, bundan sonraki âyet-i kerîme bildirmekte olup, meâl-i şerîfinde; (Zekâtı verilmeyen mallar, paralar, Cehennem ateşinde kızdırılıp, sahiplerinin alınlarına, böğürlerine, sırtlarına mühür basar gibi bastırılacaktır) buyurulmuştur. Resulullah Efendimiz “sallallâhü aleyhi ve sellem” “Mallarınızı zekat ile koruyunuz. Hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz. Bela dalgalarını dua ve tazarru ile karşılayınız” buyurmuştur. Hasen-i Basri (rahimehullah) şöyle rivayet etmiştir: “Resulullah efendimiz bu hadîs-i şerifi Eshabına beyan ederken, bir Hristiyan oradan geçiyordu. Hadis-i şerifi dinledi. Gidip malının zekatını verdi. Kendi kendine “Eğer doğru söylüyorsa ortağımda olan malıma bir zarar gelmez, korunur. O zaman Ona iman eder, Müslüman olurum. Eğer sözü yalan çıkarsa onu öldürürüm” dedi…
O sırada Mısır’a ticaret etmek için gitmiş olan ortağının bulunduğu kafileden bir mektup geldi. Hırsızlar yolumuzu kesti. Mallarımızı, develerimizi ve yanımızda olan her şeyi aldılar diye yazılı idi. Hristiyan bunun üzerine: “Mallarınızı zekat ile koruyunuz” sözü yalan çıktı diyerek, Resulullah’ı öldürmek niyeti ile kılıcını kuşandı. O sırada ortağından bir mektup aldı. Mektupta; 
“Üzülme! Ben kafilenin önündeyim. Devemin ayağı incindi, falan handa kaldım. Kafile ileri gittiler, onları eşkıya soydu. Ben bütün malımla emniyet ve selametteyim” diye yazılı idi. Hristiyan mektubu okuyunca, demek ki Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem” doğru söylemiş. Hak Peygamberdir dedi. Resulullahın huzuruna gitti: 
-Yâ Muhammed! bana İslâmı arz et, Müslüman olacağım, dedi. Resulullah İslâmı arz etti. O Hristiyan Müslümân oldu.

Comments are closed.