BİLGİSAYARLA VÜCUDA GEÇEN VİRÜS!
Çağımızın en önemli nimetlerinden olan bilgisayar, hayatımızı kolaylaştırdığı gibi başta bilim ve teknoloji olmak üzere birçok alanda devrim niteliğinde buluşları da beraberinde getiriyor. Ancak gerçek amacı dışında kullanılınca tıpkı virüs gibi vücudumuza beynimize girerek sağlığımızı harap ediyor.
TOPLUMDAN?ASLA?KOPMAYIN!
Çevresine küsen, durup dururken ağlayan, her an ölecekmiş gibi korkan, yapayalnız bir genç kızımız depresyon handikabında âdeta boğuluyor. Sosyal hayatımızın parçası olan “Bilgisayar da depresyon mu yapar” demeyin! Depresyonun en büyük sebebi sosyal hayattan kopuştur.
“BU İLLET GEÇMİYOR BENDEN”
> Rumuz Gümüş
Kardeşim 22 yaşında, ev kızı. Birkaç hafta önce baş dönmesinden sonra bir korku başladı. Sorduğumuz zaman, “Bana her şey tuhaf geliyor. Burada ne yapıyorum gibi şeyler aklıma geliyor” diyor. Yemekten içmekten kesildi. Epey kilo verdi. Hiçbir şeyden zevk almaz hale geldi. Namazlarını eskisinden daha düzgün kılıyor. Geceleri uyuyor ama gözlerini açar açmaz, “Abla geçmiyor bu benden” deyip ağlamaya başlıyor. Son bir haftadır çok kötü. “Yaşamak, çalışmak, konuşmak… Her şey bana tuhaf, saçma geliyor. Sanki bütün insanlar bu dünyada, ben farklı dünyada yaşıyormuşum gibi algılamalarım var” diyor. Sürekli korkuyor, boşluğa düştüğünü, sanki kendisi değilmiş, aklı gidecekmiş gibi bir hisse kapıldığını ve ölüm korkusu yaşadığını söylüyor. Durduk yerde ağlıyor. Bunu tetikleyecek bir durum da olmadı, birden bire ortaya çıktı. İki yıldır bilgisayarla çok meşgul oldu, başından hiç ayrılmadı. Acaba bundan olmuş olabilir mi? “Her şeyin anlamsız olduğunu, aklını kaybedecekmiş gibi olduğunu” söylüyor. Böyle şeyleri düşünmesinin sebepleri neler olabilir? Ne yapmamız lazım? Tavsiyeleriniz nedir? Bu durumdan acaba kurtulabilir mi? Lütfen bir yol gösterin, yardım edin!
CEVAP: Kıymetli okuyucularımız, kendisi ve yakınlarının çok dertli olduğu bir okuyucumuzun âdeta feryat niteliğindeki derdi ve şikayetleri sebebiyle; bugünden itibaren birkaç hafta günümüzün moda hastalığı haline gelmiş ve çevremizdeki birçok kimseyi cenderesi içine almış, cemiyetimizde ciddi huzursuzluk ve mutsuzlukların bazen kaynağı, bazen de sonucu olabilen, aslında alınacak ve yapılacak bazı basit tedbirlerle de üstesinden kolaylıkla gelinebilecek Depresyon ve çarelerinden bahsetmeye çalışacağım. Depresyon çok yaygın olup ülkemizde yaklaşık her 10 kişiden birinde görülür. Depresyon tedavi edilmezse intiharla sonuçlanabilir. İntihar edenlerin büyük bölümü depresyon geçiren hastalardır. Bundan dolayı konuyu lütfen hafife almayalım!
ÖNCELİKLE ÜMİTSİZ OLMAYIN
Sevgili Gümüş kardeşim, her şeyden önce hiçbir zaman ümitsiz olmayın. Yüce Allah, verdiği her derdin dermanını da yaratmıştır. İnsan sosyal bir varlık olarak yaratılmıştır. Yüce dinimiz İslam, biz kulların halk arasına karışmamızı, bir köşeye çekilip insanlardan uzak kalmamamızı emretmiştir. Ancak günümüzde insanlar, özellikle de bilgisayarların sanal ortamlarında uzun müddet vakitlerini harcayıp kendilerini toplumdan soyutlamaktadırlar. Bu da insanları sosyal ortamlardan uzak tutarak bilhassa manevi destekten yoksun bırakmaktadır. Her şeyin en iyi ve makbul olanı orta ve kararında olanıdır. Bilgisayar başında da mesleki mecburiyet olmadıkça günde 2 saatten fazla kalınmamalıdır. Hele hele geceleri sabahlara kadar bilgisayar başında kalmak; kişiyi hem bedeni, hem de psikolojik olarak son derece yıpratır, sosyal ortamlardan uzak kalmaya sevk eder, böylece de her yönüyle fasit bir dairenin içinde çıkmaza sokar.
İYİMSERLİKLE İŞLER YOLUNA GİRER
Kardeşinizin şikayet ve belirtileri tipik bir depresyonun varlığını işaret etmektedir. Bu durumu tetikleyen iç ve dış faktörler olabilir. Bu durum, detaylı sorgulama ve muayene ile tespit edilebilir. Sizlere öncelikle tavsiyem; kişinin işi neyse onu hakkıyla yapmaya gayret etmeli, sabah kalkar kalkmaz daima iyimser olunmalı, ilk görülen kişiye selam verilmeli, mecburi işlerimizi bitirdikten sonra da kafa yapımıza uygun insanlarla sohbet edilmeli, deniz ve ırmak kenarları ile parklarda yürüyüşler yapılmalı, çok yakın ve güvenilir gördüklerimize de dertlerimizi açarak maddi ve manevi tavsiyelerini almalıyız.
DEPRESYONUN İLACI MANEVİYAT
Bunlara ilaveten maneviyatı da ihmal etmemek gerekir. Her türlü dert, sıkıntı ve meşakkatin insanların başına gelebilecek kaderi ve hikmetlerinin olduğunu kabul edip üzerimize düşen maddi ve manevi tüm vazifeleri sonuna kadar yapıp her şeyi Yüce Yaradan’a havale ettiğimiz takdirde içimize huzur ve sükunun yerleşeceğini, her şeyin düzeldiğini göreceksiniz. Tüm bu yapılanlara rağmen rahatlama olmazsa psikiyatri uzmanı bir meslektaşımıza müracaat ederek tıbbi yardım alın lütfen!
EN ÇOK KADIN DEPRESYONDA
Depresyon, uzun süre devam eden derin üzüntü hali, durgunluk, güçsüzlük, isteksizlik, karamsarlık, konuşma ve hareketlerde yavaşlama şeklinde kendini gösterir çoğu defalar. Depresyon her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Kadınların hayatının herhangi bir döneminde yüzde 20’sinde, erkeklerin yüzde 10’unda, ergenlerin de yüzde 5’inde görülür.
DEPRESYON NEDİR?
Depresyon; kişinin elem, keder, karamsarlık, umutsuzluk duyguları ile daha önceden keyif aldığı, ilgi duyduğu şeylere, faaliyetlere kayıtsız kalması ve hiçbir şeyden zevk alamama halidir.
BELİRTİLERİ
> Derin üzüntü hali
> Suçluluk, değersizlik, işe yaramazlık veya umutsuzluk hissi
> Günlük olaylara ilgisizlik
> Cinsel fonksiyonlarda azalma
> Konsantrasyon güçlüğü, hafızada zayıflama
> Uykusuzluk veya aşırı uyuma
> Kilo alma veya kilo kaybı
> Halsizlik, bitkinlik.
> İntihar etme veya ölüm düşüncesi
> Az konuşma, yavaş hareket etme
> Kendine güvensizlik
Normal sınırlarda kabul edilecek gün içerisinde duygu durumlarındaki çökkünlükler depresyon olarak değerlendirilmez. Bunun için yukarıdaki belirtilerin 4-5 tanesinin hemen hemen her gün kişide bulunması gerekir.
SEBEPLERİ
> Olumsuz olaylarla karşılaşma
> Büyük üzüntülere sebep olabilecek kayıplar ve yas durumları
> İş hayatındaki sıkıntılar
> Evlilik hayatı içindeki ailevi sıkıntılar
> İrsi eğilim
> Alkol kullanımı
> Kanser, multiple skleroz, epilepsi, kronik böbrek ve karaciğer hastalıkları, AIDS gibi ölümcül hastalıklar
> Bazı kalp ve hipertansiyon ilaçları
> Hamilelik ve lohusalık durumları
> Menopoz ve andropoz dönemleri
> Mevsim değişiklikleri
> Ülke, şehir değiştirme, taşınma, yeni hayat şartları.
HAFTAYA: DEPRESYON ÇEŞİTLERİ ve BAYRAMDA NE YİYECEĞİZ?
Ağzım kuruyor sık yara oluyor, sebebi nedir?
> Ömer Faruk Çetin
Yaşım 19, boyum 1.70, kilom ise 65-70 arası. Ramazan-ı Şerif’ten önce dudaklarımda başlayan bir kuruluk var. Islatsam da 5-10 saniye içinde kuruyor. Buna bir türlü çare bulamadım. Bir de ağzımın içinde çok sık yara çıkıyor. “Stresten yapar” diyorlar ama bir de size danışmak istedim.
CEVAP: Sevgili kardeşim, öncelikle ağız ve dudak kurumasına yol açan altta yatan herhangi bir organik veya metabolik bir sebebin olup olmadığının çeşitli muayene ve tetkiklerle araştırılması lazım. Bunların başında da şeker hastalığı gelir. Ailenizde şeker hastalığı olması, bu yönden öncelikle 75 gr’lık şeker yüklemesi ve insülin direnci testi olan HOMA-IR de dahil bazı araştırmaların yapılmasını mecburi kılmakta. Ağızda dil üzeri, yanaklar ve dudaklarda çıkan “aft” dediğimiz ülserlerin yani yaraların büyük bir çoğunluğunun sebebi irsiyet ve strestir.
HULUSİ BAHÇET’İN TIBBA HEDİYESİ
Diğer yandan, bizim memleketimizde bir Türk hekimi olan Hulusi Behçet’in tarif ettiği bir sendrom olan Behçet Hastalığı’nı da göz ardı etmemek lazım. Bu hastalıkta ağız içinde dil, yanak ve dudaklarda son derece sancılı çeşitli büyüklükte yaralar çıkar. Ayrıca tenasül uzvu ve torbada da çıkabilir. Fakat bunlar hiç ağrı yapmadığı ve şikâyete yol açamadığı için dikkat çekmeyebilir. Özellikle hanımlardakiler bu bölgeler muayene edilmezse hiç fark edilmeyebilir ve atlanabilir. Bu sebeple bu bölgelerin mutlaka muayene edilmesi gerekir. Bunun dışında ağız hijyeninin bozuk olması, kronik diş eti iltihapları, tükürük bezleri hastalıklarında da görülebilir. Eğer yapılan tüm muayene ve tetkikler normal çıkarsa çeşitli psikolojik gerilimlere bağlı olduğu düşünülebilir. Tedavide asıl olan, sebebi bulup ona yönelik kökten tedavi yapmaktır. Tavsiyem öncelikle bir hekime muayene olup onun yönlendirmesi ile gerekeni yapmanızdır.