Enes bin Malik (radıyallahü anh) şöyle anlatıyor:
“Bir gün Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ve bütün Eshab-ı güzin bir evde bir arada oturuyorduk.
Bir müddet geçti.
Hazret-i Ali geldi.
Efendimiz, Eshab-ı güzine dönerek ‘acaba kim yer verecek’ diye baktılar.
Ebu Bekr-i Sıddık, Resûl-i Ekrem’in sağ yanında oturmuştu.
Ali Mürteza’yı gördü.
Hemen yerinden kalktı.
Ve Ona yer verdi.
O da o yere oturdu.
Resulullah’a baktım.
Memnun olmuştu.
Mübarek yüzü güldü.
Cemaline sürur geldi.
Sevindiği belli oldu.
Ebu Bekir’e dönüp:
‘Yâ Eba Bekir! Fazilet sahibini, ancak fazilet sahibi bilir’ buyurdular.”
? ? ?
Ömer bin Hattab (radıyallahü anh) da şöyle rivayet eder:
“Resulullah Efendimiz:
‘Eğer gökleri ve yerleri terazinin bir kefesine koysalar, Ali’nin imanını da diğer kefesine koysalar, Ali’nin imanı ağır gelir’ buyurdu.”
? ? ?
Abdullah bin Abbas hazretleri de şöyle rivayet eder:
“Resulullah Efendimiz:
‘Eğer cümle halk Ali bin Ebi Talip’in muhabbeti üzerine birleşselerdi, Allahü teâlâ cehennemi yaratmazdı’ buyurdu.” (“Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn” kitabından alınmıştır.)