“Sizden
önce geçen ümmetler arasında bir adam doksan dokuz kişiyi öldürmüştü.
Tövbesinin mümkün olup olmadığını öğrenmek için bir âlim arıyordu!”
önce geçen ümmetler arasında bir adam doksan dokuz kişiyi öldürmüştü.
Tövbesinin mümkün olup olmadığını öğrenmek için bir âlim arıyordu!”
Aişe-i
Makdisiyye hazretleri hanım hadis âlimidir. 723’te (m. 1323) Şam’da
doğdu. Henüz dört yaşlarında iken hadis tahsil etmeye başladı.
Devrinin meşhur âlimlerinden icazet aldı. Bütün vaktini hadis okutmaya
ayırdı. 816 (m.1413)’de Bağdat’ta vefat etti. Şöyle nakletti:
Makdisiyye hazretleri hanım hadis âlimidir. 723’te (m. 1323) Şam’da
doğdu. Henüz dört yaşlarında iken hadis tahsil etmeye başladı.
Devrinin meşhur âlimlerinden icazet aldı. Bütün vaktini hadis okutmaya
ayırdı. 816 (m.1413)’de Bağdat’ta vefat etti. Şöyle nakletti:
Ebû Said-i Hudrî’den (radıyallahu anh) rivayet eder, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
Sizden
önce geçen ümmetler arasında bir adam doksan dokuz kişiyi öldürmüştü.
Bu yaptıklarından dolayı tövbesinin mümkün olup olmadığını öğrenmek
üzere, yeryüzünün en âliminin kim olduğunu sordu. Kendisine bir Rahibin
çok bilgili olduğunu söylediler. O Rahibin yanına gelip kendisinin
doksan dokuz kişiyi öldürdüğünü ve kendisi için tövbe imkânı olup
olmadığını sordu. Rahip: “Hayır, yoktur” diye cevap verdi.
Sizden
önce geçen ümmetler arasında bir adam doksan dokuz kişiyi öldürmüştü.
Bu yaptıklarından dolayı tövbesinin mümkün olup olmadığını öğrenmek
üzere, yeryüzünün en âliminin kim olduğunu sordu. Kendisine bir Rahibin
çok bilgili olduğunu söylediler. O Rahibin yanına gelip kendisinin
doksan dokuz kişiyi öldürdüğünü ve kendisi için tövbe imkânı olup
olmadığını sordu. Rahip: “Hayır, yoktur” diye cevap verdi.
Bu
defa, adam o Rahibi de öldürdü. Böylece öldürdüklerinin sayısı yüze
çıktı. Sonra yine yeryüzünün en âliminin kim olduğunu sordu. Kendisine
âlim olan bir kimseyi haber verdiler. Buradan âlimin yanına geldi ve yüz
kişiyi öldürdüğünü, kendisi için tövbe imkânı bulunup bulunmadığını
sordu. Âlim zat: “Evet, vardır. Seninle tövben arasına bir şey giremez,
tövben daima makbuldür. Ancak filan beldeye git, orada Allah’a ibadetle
meşgul olan bir kısım insanlar vardır. Sen de onlarla beraber Allah’a
ibadet etmeye başla ve tekrar kendi memleketine dönme. Zira orası kötü
bir yerdir” dedi. Adam gitti. Yolun yarısına gelince ölüm karşısına
çıktı ve orada ruhunu teslim etti…
defa, adam o Rahibi de öldürdü. Böylece öldürdüklerinin sayısı yüze
çıktı. Sonra yine yeryüzünün en âliminin kim olduğunu sordu. Kendisine
âlim olan bir kimseyi haber verdiler. Buradan âlimin yanına geldi ve yüz
kişiyi öldürdüğünü, kendisi için tövbe imkânı bulunup bulunmadığını
sordu. Âlim zat: “Evet, vardır. Seninle tövben arasına bir şey giremez,
tövben daima makbuldür. Ancak filan beldeye git, orada Allah’a ibadetle
meşgul olan bir kısım insanlar vardır. Sen de onlarla beraber Allah’a
ibadet etmeye başla ve tekrar kendi memleketine dönme. Zira orası kötü
bir yerdir” dedi. Adam gitti. Yolun yarısına gelince ölüm karşısına
çıktı ve orada ruhunu teslim etti…
Bunun üzerine rahmet
melekleri ile azap melekleri kendisini almak hususunda konuşmaya
başladılar. Rahmet melekleri: “Bu adam, tövbe etmiş ve Allah’a yönelmiş
olarak geldi” dediler. Azap melekleri ise: “Bu kimse, ömründe hayır
işlememiş birisidir” diye ısrar ettiler. Bu konuşma devam ederken insan
suretinde bir melek (Cebrail aleyhisselâm) geldi. Onu aralarında hakem
olarak seçtiler. Hakem olan melek:
melekleri ile azap melekleri kendisini almak hususunda konuşmaya
başladılar. Rahmet melekleri: “Bu adam, tövbe etmiş ve Allah’a yönelmiş
olarak geldi” dediler. Azap melekleri ise: “Bu kimse, ömründe hayır
işlememiş birisidir” diye ısrar ettiler. Bu konuşma devam ederken insan
suretinde bir melek (Cebrail aleyhisselâm) geldi. Onu aralarında hakem
olarak seçtiler. Hakem olan melek:
“Adamın kendi memleketi
ile gitmekte olduğu belde arasındaki mesafeyi ölçün. Şu anda bulunduğu
yer, bu ikisinin hangisine daha yakın ise, bu o tarafa aittir” dedi.
Melekler ölçtüler ve gitmekte olduğu kasabaya daha yakın olduğu tespit
edildi. Bunun üzerine kendisini rahmet melekleri teslim aldılar…
ile gitmekte olduğu belde arasındaki mesafeyi ölçün. Şu anda bulunduğu
yer, bu ikisinin hangisine daha yakın ise, bu o tarafa aittir” dedi.
Melekler ölçtüler ve gitmekte olduğu kasabaya daha yakın olduğu tespit
edildi. Bunun üzerine kendisini rahmet melekleri teslim aldılar…