Alâüddîn-i Semerkandî

Alâüddîn-i Semerkandî hazretleri, Hanefî fıkıh âlimlerindendir. 539 (m. 1144) yılında Buhârâ’da vefât etti. Meşhur “Tuhfet-ül-fukahâ” kitabında, “Sular” bahsinde uyruruyor ki:
Saman çöpünü sürükleyen suya, akıcı su denir. Eni on zirâ [Bugünkü ölçülerle 4.8 metre], boyu da on zirâ olan kare şeklindeki havuza (büyük havuz) denir ki, sathı [alanı] yüz zirâkaredir. [Bugünkü ölçülerle yirmiüç metrekare] Derinliğin az olması zarar vermez. Bir kimse, bir çukurdan bir yol açarak, çukurdaki su, bu yolda akarken, bundan abdest alsa, müstamel suyu bir yerde toplansa, buradan da yol açıp akıtılsa, akan su ile başkası abdest alsa ve su yine bir yerde toplansa, yine yol açılsa, böylece hepsinin abdesti kabûl olur. Necâset eseri görülünceye kadar, akan su temiz olur. Bu misâlde, müstamel su, necis kabûl edilmiştir. İçine devâmlı su akan ve devâmlı taşan [veya içinden devamlı su alıp, iki alış arası, su hareketsiz kalacak kadar uzamayan] küçük havuz ve hamam kurnası, akarsu demektir. Bunların her tarafından abdest alınır. Müstamel suyun üstten taşması lâzımdır. Dipdeki delikten akarsa, akarsu gibi olmaz. Havuzun çok küçük olup, müstamel suyun hepsinin akıp gidebilmesi şart değildir. Havuzun yüzü, buz tutmuş ise, buzu delince su buza değmiyor ise, havuzdaki suyun yüzüdür. Eğer değiyor ise, delikteki suyun yüzü demektir. Necis suya, temiz su gelip, karşı taraftan taşarsa, eseri kalmayan tarafları temiz olur. İçindeki kadar su taşınca, hepsi temiz olur. Taşan su, necâset eseri görülmedikçe temizdir. Leğen, kova gibi kaplar da böyledir. Meselâ necis kova, doldurulur ve taşarsa necâsetin üç eserinden biri görülmeyince su da, kova da temiz olur.

MÂ-İ MÜSTAMEL…
(Mâ-i müstamel), yani abdestte veyâ gusülde kullanılan yahut kurbet olarak kullanılan su, meselâ, yemekten önce ve sonra, sünnet olduğu için el yıkamakta kullanılan su, yıkanan uzuvdan ayrılınca necis olur. Bazı âlimlere göre, başka uzva, elbiseye, yere düştükten sonra necis olur. İlk düştüğü yeri kirletmez. Bir suya, temiz şeyler karışsa, su ismi değişmedikçe, rengi dönse bile, onunla abdest alınır.
Yolda rastlanan bir suyun temiz olduğu iyi bilinir veyâ temiz olduğu çok zan edilirse, bununla abdest alınır. Hattâ, su az ise, buna necâset karıştığı iyi bilinmedikçe, bununla abdest alınır ve gusledilir. Hamama giren kimse, kurnayı veya havuzu dolu görse, içine necâset bulaştığını bilmedikçe, o su ile abdest alır ve gusledebilir. Su akıtıp, kurnayı taşırmaya lüzûm yoktur.

Comments are closed.