Cabir bin Abdullah şöyle anlatır:
“Babam Uhud’da şehit olmuştu…
Kız kardeşim vardı.
Bana bir deve verdi.
Ve ‘Babamızı bu deveyle taşıyıp filân kabristana defnet’ dedi.
Ben deveyi aldım.
Meydana vardım.
Resul aleyhisselâm niyetimi anlayınca, bana bakıp ‘Yâ Cabir, Allahü teâlâya yemin ederim ki baban Abdullah da Uhud şehitleriyle birlikte burada gömülecek’ buyurdular.
Öyle de oldu…”
? ? ?
Cabir bin Abdullah’ın babası şehit olduğu zaman bir hayli borcu vardı…
Çoğu da Yahudilereydi.
Ve onu sıkıştırıyorlardı!
O, borcunu ödemek istiyordu… Ama malları, borcunu ödeyecek miktarda değildi. Küçük bir hurma bahçesi vardı.
Başka şeyi yoktu…
Bunun için sıkılıyordu.
Resulullaha arz etti…
Efendimiz onu dinledi.
Ve “Yâ Cabir, hurmaları toplayınca bana haber ver” buyurdular.
Bir gün haber verdi…
Efendimiz teşrif ettiler ve “Alacaklıları çağır” buyurdular.
Alacaklılar geldi.
Hepsine verildi.
Ama hurmalar bitmedi… Hatta daha da arttı… Sevgili Peygamberimiz, Hazret-i Cabir’e “Bu hadiseyi Eshaba anlat” diye emir buyurdular.