Allahü ekber! Allahü ekber!

Ebu Müslim Havlânî hazretleri mescidden evine dönüp kapıya yaklaşınca; “Allahü ekber!” diye seslenerek geldiğini haber verirdi. Hanımı da içeriden “Allahü ekber!” diyerek cevap verirdi.
Hürmetle karşılardı.
Paltosunu alırdı.
Hâl hatır sorar, sonra mutfağa girip sofrayı hazırlardı. Bir gün Ebu Müslim hazretleri mescitten döndü. Evine yaklaştığında; “Allahü ekber!” dedi.
Ama cevap gelmedi.
Hanımı karşılamadı.
Paltosunu almadı.
Evin bir köşesine çekilmiş, asık suratlı olarak oturuyordu. Sordu hemen: “Sana ne oldu?”
“Bir şey yok”
“Üzgün müsün?”
“Evet” dedi.
“Hayırdır, ne oldu?”
“Sen Halife tarafından sevilen sayılan birisin. Halbuki bizim bir hizmetçimiz yok! İstesen, sana bir hizmetçi verir” dedi.
Mübarek bunu duydu.
Çok üzüldü.
Kalbinden;
“Allah’ım! Zevcemin fikrini kim karıştırdıysa gözlerini kör et!” dedi. Meğer o gün bir komşu kadın gelmiş, bu fikri söyleyip zihnini karıştırmıştı.
O kadın evinde idi.
Birden evi karardı.
Zifiri karanlık oldu.
Evdekilere seslenip; “Lambayı niçin söndürdünüz?” dediğinde; “Söndürmedik, yanıyor” dediler. Bu cevabı alınca, gözlerinin âmâ olduğunu anladı.
Düşününce hatırladı.
Hatasını anlamıştı.
Hemen o kapıya gitti.
Ağlayarak özür diledi ve gözlerinin açılması için dua istedi. Büyük veli özrünü kabul edip affetti ve gözlerinin görmesi için dua etti. O anda kadının gözleri görmeye başladı…

Comments are closed.