Allahü teâlâ ikram etmek isterse…

Enes bin Malik hazretleri der ki: Resulullah Efendimiz’in huzuru şeriflerinde oturmuştuk. O sırada Hazret-i Ali (kerremallahü vecheh) geldi. Ve en geride oturdu. Efendimiz onu gördü.
Yanına çağırdı.
Ve önüne oturtup “Yâ Ali! Allahü tebareke ve teâlâ hazretleri, seni dört hasletle benden faziletli kıldı” buyurdu.
*
Hazret-i Ali bunu işitti.
Hemen dizleri üzerine geldi.
Ve başını yere koyup “Anam babam sana feda olsun yâ Resulallah! Köle, efendisinden faziletli olur mu?” dedi.
Aklı almamıştı.
Efendimiz buyurdu ki:
“Yâ Ali! Allahü teâlâ bir kula ikram etmek isterse; gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve kimsenin hatırına gelmeyen şeyleri verir” buyurdu.
*
Eshab bunu dinlediler.
Ve çok hayret ettiler!
Zira akılları almamıştı.
Bir sahabi izin alıp “Yâ Resulallah! O şeyler nedir ki? Bize onu beyan buyurun da bilelim” diye arz etti
Efendimiz buyurdu ki:
“Allahü teâlânın ihsanıyla ona Fatıma gibi zevce, Hasen ve Hüseyin gibi oğullar ve Resulullah gibi kayın peder nasib olundu. Bana ise olunmadı” buyurdu.
*
Rivayet edilir ki:
Resul-i Ekrem Efendimiz “Her kim hilimde İbrahim aleyhisselama, hikmette Nuh aleyhisselama, çektiği sıkıntılarda Yûsüf aleyhisselama bakmak isterse Ali bin Ebi Talib’e baksın” buyurdu.

Comments are closed.