Allahü teâlâdan gelene râzı olmak

Bir işi yapıp yapmamaya gücü yetmeye kudret, yapmayı veyâ yapmamayı tercîh etmeye, seçmeye ihtiyâr, istemek denir. İhtiyâr olunanı yapmayı dilemeye irâde, dilemek denir. Bir işi kabûl etmeye, karşı gelmemeye ise, rızâ, beğenmek denir.
Rızâ; Allahü teâlâdan gelen her şeye râzı olmak demektir. Allahü teâlâdan bir felâket gelse, ona da rızâ göstermek, kimseye şikâyet etmemektir. Belâlara sabretmek, ni’metlere şükretmek lâzımdır. Bu, her insanın yapabileceği bir iş değildir. Fakat, bunu yapabilen, büyük bir insandır. Böyle insanlarda, Peygamberlere  mahsûs sabır ve tahammül var demektir. Allahü teâlânın büyüklüğüne inandığı derecede insan, bu tahammülü ve bu rızâyı gösterebilir. Gıbta edilecek bir meziyettir. Eshâb-ı kiramdan Enes bin Mâlik hazretleri şöyle anlatır: “Zeyd bin Erkam hazretlerinin gözü ağrıyordu. Ona geçmiş olsun ziyâretine gittim. Resûlullah efendimiz de orada idi. Mübârek elleriyle Zeyd bin Erkam hazretlerinin iki gözünü açtı, ağzının suyundan koydu ve;
-Senin için bir sıkıntı kalmadı buyurdu. Gözleri hemen iyileşti. Sabâhleyin Resûlullah efendimizin huzûruna gidince;
-Ey Zeyd, gözlerinin ağrısı devâm etseydi ne yapardın? diye sordular.
-Yâ Resûlallah, sabrederdim ve Allahü teâlânın takdîrine rızâ göstererek netîceyi beklerdim, dedi. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz;
-Cânım kudretinde olan Allahü teâlâ için, eğer senin gözlerin o hâlde kalsaydı ve sen sabretseydin affedilmiş olarak Allahü teâlâya kavuşurdun, buyurdu.”
Ebû Müslim Havlânî hazretleri zaman zaman; “Benim en güzel şekilde yetişip büyüyen çok tatlı bir evlâdım olsa ve en tatlı zamanında vefât etse, benden alınsa, bu Allahü teâlânın takdîri ile olduğu için buna râzı olmak bana dünyâdan ve dünyâdaki şeylerden daha hayırlıdır” buyururdu.
Ali Yeşrûtî hazretleri, yollarının esâsını; “Gizli, açık, her yer ve her durumda Allahü teâlâdan korkmak, her işinde Peygamber efendimizin ve Eshâb-ı kirâmın gösterdiği yola uyup bid’atlerden, sapıklıklardan sakınmak, bollukta, darlıkta kimseden bir şey beklememek, aza, çoğa râzı olmak, sevinçli ve kederli günlerde cenâb-ı Hakka sığınmak” diye ifâde etmişlerdir.
Netice olarak, ibâdetleri yapmakta sebât etmeli, tembellik etmemeli, gevşeklik göstermemeli, harâmlardan, günâhlardan sakınıp, kaçınmalı ve Allahü teâlânın gönderdiği belâlara sabretmeli, takdirinden râzı olmalı, rızâ  göstermeli, itiraz etmemelidir. Rüveym bin Ahmed hazretlerinin buyurduğu gibi: “Allahü teâlâdan râzı olmak demek, Ondan gelen bütün belâ ve elemlerden zevk almaktır.”

Comments are closed.