Allahü teâlâdan hayâ ediniz!

Hayâ; utanma, âr, nâmus, çirkin şeylerden sıkılma veya edebe uymayan bir şeyin meydana gelmesinden dolayı kalbde meydana gelen rahatsızlık demektir. Hayâ, çirkin şey yapmaktan, ayıplanmaktan çekinmektir ki, Türkçede, utanmak, sıkılmak denir. Hadîs-i şerîfte;
(Allahü teâlâdan hayâ ediniz!) buyuruldu.
Allahü teâlâdan hayâ etmek, şehvetlerini, yani nefsin isteklerini terk etmekle olur. Hayâsı olan, Allahü teâlâdan korkar. Onun, râzı olmadığı işlerden ve sözlerden kaçınır. Bir hadîs-i şerîfte;
(Hayâ, îmândandır. Fuhuş söylemek, cefâdandır. İmân Cennete, cefâ Cehenneme götürür) buyuruldu.
Hayâ ve îmân birlikte bulunur. Biri yok olursa, diğeri de yok olur. Günâh işleyecek kimsenin, bu günâhtan vazgeçmesi, Allahü teâlâdan korktuğu veya insanlardan hayâ ettiği yahut başkalarının yapmasına sebep olmamak için olur. Allahü teâlâdan korkarak terk etmenin alâmeti, o günâhı gizli olarak da işlememektir. İnsanlardan hayâ etmek, onların kötülemelerinden korkmak demektir. Başkalarının günâh işlemelerine sebep olmak, yalnız yapmaktan daha çok günâhtır. Başkalarının bu günâhı işlemelerinin günâhları da, kıyâmete kadar bunlara sebep olana yazılır. Bir hadîs-i şerîfte;
(İnsan günâhını dünyada gizlerse, Allahü teâlâ da, kıyâmet günü, bu günâhı kullarından saklar) buyuruldu.
Ziyâeddîn Nurşînî hazretleri bir sohbeti sırasında şöyle buyurur:
“Eğer insan bir Hıristiyan çocuğundan utandığı kadar Allahü teâlâdan utansa, o kimseden ilâhî emirlere zıt bir hareket zuhur etmez. Meselâ zinâ işlemek gibi büyük bir günâhı işlemek üzere olan kimse, bir Hıristiyan çocuğunun geldiğini görse, onun kendilerini göreceğini anlasa, hemen bu kötü işten kaçınır. Çocuğun görmesinden utanır. Halbuki Rabbülâlemînin her an kendisiyle berâber olduğunu düşünmez. O her an insanı görmektedir. Vazîfeli melekler de onun durumunu bilmektedir.”
Resûlullah efendimizin huzuruna bir kimse gelip;
-Ya Resûlallah, çok günâh işledim, tövbem kabul olur mu? deyince;
-Evet, olur buyurdu.
-O günâhları işlerken, O, görüyor muydu? deyince;
-Evet, buyurdular. Bunun üzerine o kimse, bir “âh!” çekti ve düşüp cân verdi. İmân ve hayâ böyle olur. Peygamber efendimiz;
(Allahü teâlâyı görür gibi ibâdet ediniz! Siz, Onu görmüyorsanız da, O sizi görüyor) buyurdular.
Netice olarak, hayâ sahibi, çirkin iş yapamaz. Hadîs-i şerîfte buyurulduğu gibi:
(Allahü teâlâdan hayâ ediniz. Başkalarına kalacak olan şeyleri toplamakla vaktinizi kaybetmeyiniz. Kavuşamayacağınız şeyleri ele geçirmek için uğraşmayınız. İhtiyâcınızdan fazla binâlar yapmakla hayâtınızı harcamayınız!)