Ay kucağına girdi!..

Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü anh” önceleri tüccâr idi. Sefer ve ticâret yapardı. Ekserî Şâm’a giderdi. Seferde iken, bir gece rü’yâ gördü. Şöyle ki;
Gökden Ay indi.
Kucağına girdi.
O da iki eliyle onu kucakladı ve sînesine bastı.
Sonra uyandı.
Yemlîhâ adında meşhûr bir râhib vardı.
Ona varıp, rü’yâsını ta’bîr etdirdi.
Râhib sordu:
“Sen nerelisin?”
Ebû Bekr dedi:
“Arz-ı Hicâzdanım”
“Ne iş yaparsın?”
“Tüccârım.”
Râhib bu defâ;
“Ey Arabistanlı kişi. Bu rü’yâda, sana büyük müjdeler vardır. Ta’bîrini istersen, ücretini ver” dedi.
Hazret-i Ebû Bekr;
“Pekâlâ” dedi.
Oniki dînâr verdi.
O zaman râhib;
“O Ay ki, gökten sana indi. Âhır zamân Peygamberidir. Yakında zuhûr edecektir. Sen Onun hayâtında iken vezîri, sonra da halîfesi olursun” diye tâbir etti.
Ve ardından;
“Ona yetişirsen, bana haber ver ki varıp îmân edeyim, Eğer ölmüş olursam, Ona selâmımı ulaştır. Ben Onun dînine girdim ve ümmetinden oldum. Beni âhırette şefâ’atinden unutmasın” diye tembih etti.
Hazret-i Ebû Bekr;
“Memnun oldum” dedi.
Ve ondan bir mektup istedi.
Râhib, Resûlullaha hitâben oniki satırlık bir mektûb yazıp, hazret-i Ebû Bekr’e verdi. (Devamı yarın)

Comments are closed.