Bakkalzâde İsmail Hakkı Efendi

Resulullah Efendimiz buyurdular ki: “Ümmetim yağmur gibidir. Önce gelenler mi, yoksa sonra gelenler mi üstündür bilinmez!”
Bakkalzâde İsmail Hakkı efendi son devir Osmanlı müderrislerindendir. 1830 senesinde Trabzon-Çaykara’ya bağlı Ataköy’de (Şinek) doğdu. Trabzon civarındaki medreselerde büyük âlimlerden ilim öğrendi. Sonra Çaykara Medresesinde müderrislik yaptı. Rusların Trabzon’u işgali sırasında yaptığı vaazlarla halkı cihada çağırdı; talebelerinden kurduğu birliklerle Rus ordusu­nun Baltacı deresinden geçmesine en­gel olmaya çalıştı. 1921’de doğduğu köyde vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Enes “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinden rivâyet olunmuştur. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem Efendimiz buyurdular ki: (Ümmetim yağmur gibidir. Önce gelenler mi, yoksa sonra gelenler mi üstündür bilinmez!) Yağmur, önce ekini bitirir. Sonra, sapı üzerine durduğu hâlde [o hâle gelince] olgunlaştırır, terbiye eder. Yağmurun fâidesinin evvelinde mi, sonunda mı olduğu bilinmez. Böylece; bu ümmette de, evvelkiler dîni kâim kıldılar; kurdular. Sonrakiler, zamanla insanların bozduğu dîni doğru olarak, önceki gibi kurdular. Bu hadîs-i şerîfte işâret olunmuştur ki, muhakkak bu ümmetin âhiri [sonra gelenleri] hayır ve salâhta, dînin kuvvetli olmasında öncekiler gibi olur. O rivâyet üzerine, hadîs-i şerîfte bildirildiği gibi, Mehdî hazretlerinin gelmesi mahallinde, Îsâ bin Meryem “alâ nebiyyinâ ve aleyhisselâm” hazretlerinin gelmesi [nüzûlü] vaktinde, geçmiş ümmetlerin aksine olarak, çok kuvvetli olup, önce gelenlere benzeyecektir. Zîrâ onların [geçmiş ümmetlerin] sonra gelenleri dîni tebdîl ve Kitâbullahı tahrîf etdiler. [Hadîd sûresi 16’ncı âyet-i kerîmesinde meâlen], (… Kur’ân-ı kerîmden evvel kitâp verilenler gibi olmayınız! Onlar, kendileri ile Peygamberleri arasındaki zaman uzayınca, kalblerine kasvet yerleşip, çoğu dinden çıkıp, kitâplarına göre ameli terk ettiler) buyurulmuştur.
Sûre-i Âl-i İmrânda, 110’uncu âyet-i kerîmenin tefsîrinde, Allahü teâlâ, meâlen, (Sizler, bütün insanlar içinde en iyi bir ümmetsiniz, cemâ’atsiniz!) buyurmuşdur. Katâde’den naklolunmuştur ki, onlar ümmet-i Muhammeddir. Ondan evvel hazret-i Mûsâ’dan, hazret-i Dâvud’dan ve hazret-i Süleymân’dan “aleyhimüsselâm” gayri bir Peygamber harb ile emr olunmamışdır. Onlar küffâr ile harb ederler. Küffârı [kâfirleri] dinlerine dâhil ederler. Onlar, insanlar için hayırlı ümmet olurlar idi.

Comments are closed.