Başka gömleği yok ki

Ömer bin Abdülazîz hazretleri, son günlerini yaşıyordu ki, kayınbiraderi ziyâretine geldi.
Halîfenin üstündeki gömleği biraz kirlenmiş görüp, kız kardeşine;
– Beyinin gömleğini yıka, dedi.
Az daha oturup gitti.
Ertesi gün geldiğinde gömleğin yıkanmamış olduğunu görüp;
– Gömleği yıkamamışsın, dedi.
Hemşîresi;
– Yıkayacaktım, ama başka gömleği olmadığı için yıkayamadım, dedi.
Kayınbiraderi bunu duyunca çok ağladı. Öyle ki, gözyaşları yanaklarına aktı.
Halbuki teb’asının hayat seviyeleri yüksekti. Hattâ zekât vermek için fakir bulmakta zorluk çekiliyordu o devirde.
***
Ömer bin Abdülazîz hazretlerine, öleceğine yakın;
– Ey Halîfe, hazîneden kendi ailene bir şeyler vasiyet et, dediler.
Cevaben;
– Hayır bunu yapamam, buyurdu.
– Neden efendim? deyince de;
– Çocuklarım büyüyünce ya sâlih olurlar, ya da fâsık. Sâlih olurlarsa ne âlâ, cenâb-ı Hak onlara yardım eder. Eğer fâsık olurlarsa, onların günah işlemesine yardımcı olamam, buyurdu.
***
Bir gün de sevdiklerine;
– Allahü teâlâ biz insanları ne için yarattı biliyor musunuz? diye sordu.
Onlar merak edip;
– Ne için efendim? dediler.
– Kendisini tanımamız için, buyurdu. Yâni kendisine ibâdet etmemiz için yarattı. Nitekim Kur’ân-ı kerîmde meâlen; İnsanları ve cinleri, yalnız bana ibâdet etmeleri için yarattım buyuruluyor.

Comments are closed.