Şu an on yedi yaşındayım. Evimizin en küçük kızıyım. Benden önce iki ağabeyim var… İkisi de evli… Çocukluğumdan beri hatırlıyorum annemin bana olan ilgisizliğini… Hiç özlediğim bir anne olamadı.
Öz annem olmasına rağmen bana hiç annelik yapmadı… Babam zaten baba olmayı yiyecek getirmek, üst baş almak olarak görüyor.
Küçük ağabeyim ise âdeta beni düşman gibi görüyor. Adımı “Deli Kız” diye çağırıyor. Yüzüme karşı “Sen nereden dünyaya geldin” diyor açıkça… Şaka gibi de değil… Ve terbiyesizleşerek “Bir an önce öl de mirasa ortak olma” diyor.
Kendisi evli barklı koskoca adam… Ayrı bir evi var… Ama ne enteresandır ki bizim evden hiç çıkmıyorlar. Akşam yemeklerini bile gelip bizim evde yiyorlar çoğunlukla.
Geldiğinde de karısının yanında bana olmadık hakaretler ediyor. Annem de ağzını açıp bir kelime etmiyor. Babam ise onun sözlerinin etkisinde kalıyor. Artık bu baskılar sebebiyle psikolojim bozuldu… Hele bir gün ağabeyim babamı ikna etmiş… “Bu kızdan kurtulmanın kolay yolunu buldum” demiş… Babam hiç ummadığım bir şekilde “Haydi hazırlan doktora gidiyoruz” dedi.
Nasıl sevindim… Dünyalar benim oldu… Meğer babam, oğluyla bir olup beni akıl hastanesine yatırtmanın kararını almışlar…
Nöroloji servisine sıra alınıp muayeneye giderken bir şeyler fark ettim ama neyin ne olduğunu bilmiyordum… Orta yaşlarda bir doktorun odasına girdiğimizde babamın ve ağabeyimin dedikleriyle şoke oldum.
“Bu akıl hastası… Bunun yataklı tedavi edilmesi lazım” diyerek doktoru yönlendirmek istediklerinde gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı.
Bu nasıl babaydı böyle? Bu nasıl ağabeydi? Annem niye benden habersizdi? Ve galiba akıl hastanesine yatırılacağım derken doktor bey, ağabeyimi de babamı da dışarı çıkarttı… Benimle hekimce konuştu. Sorular sordu. Cevaplar aldı… Sonra da tekrar onları içeri çağırıp dedi ki:
-Sizin amacınız ne bilmiyorum ama bu kızımızın sadece sinirleri bozuk…
Hekimin odasından çıkarken ağabeyimin pişkince gülmesini, babamın ise “başımın belası” der gibi mimikleri hiç gözümün önünden gitmiyor…
Nedir benim suçum? Ben mi istedim onların kızı olmayı? Madem beni evlat olarak dünyaya getirdiniz niçin evlat gibi davranmıyorsunuz? Evden çıkıp gitsem arayıp soran yok… Ben sevgiye aç bir insanım…
Anne gibi bir annem olsun istiyorum. Baba gibi bir babam… Ama annem de babam da öz oldukları halde ben onların istenmeyen kızı oldum… Yazık değil mi benim hayatıma? Ne olur biraz da çocuklarınızı düşünün… Bize bu dünyayı zindan etmeyin…
Rumuz: “Goncagül”-Mersin