Ben, dünya için Allah demem!

Bağdat’ta Mevlâna Halid hazretleri; bir talebesini, irşat için Anadolu’ya göndermiştir.
O zat da Bağdat’tan çıkar.
Doğruca Erzincan’a gelir.
Ve Terzi Baba ile görüşüp;
“Sana bir teklifim var. Dediğimi yaparsan çok ‘menfaatlere’ kavuşursun. Yapacağın iş, sadece ‘Allah’ demek” der.
Terzi Baba ânında reddeder.
Sebebini sorunca da;
“Ben, dünya için Allah demem!” der.
Çünkü “menfaat” kelimesinden, “dünya menfaatini” anlamıştır.
O gelen zat;
“Hayır hayır!.. Allah demekle ‘dünya sevgisinden’ kurtulup ‘Allah sevgisine’ kavuşacaksın” der.
Terzi Baba;
“O zaman tamam” der.
Ve onun irşadiyle açılır kalp gözü.
Büyük devlete erer.
? ? ?
Bu zat bir gün sohbetinde;
“Bir farz namazı özrü yokken kazaya bırakmak büyük günahtır. Bu büyük günah, her namaz kılacak kadar ‘boş vakitler’ geçince bir misli artar” buyurdu.
Dinleyenler sordu:
“Hikmeti nedir efendim?”
Büyük veli cevaben;
“Çünkü o namazı boş zamanlarında hemen kaza etmek de farzdır. Hesaba ve sayıya sığmayan bu müthiş günahtan ve azabından kurtulmak için kazaya kalan bu namazları bir an önce kılıp bitirmelidir” buyurdu.

Comments are closed.