Ben ilmin şehriyim

Haricilerden on kişi toplanıp “Ali’ye gidip aynı şeyi ayrı ayrı soralım. Herbirimize ayrı ayrı cevaplar verirse âlim olduğunu anlarız” dediler ve huzuruna girdiler.

Bir tanesi:
“Yâ Ali! İlim mi kıymetlidir, mal mı?” diye sordu. Cevabında “İlim efdaldir, zira ilim Peygamberlerden mirastır, mal ise Karun’dan mirastır” buyurdu.
İkincisi aynı suali sordu.
Cevabında:
“İlim efdaldir, zira ilim sahibini korur, malı ise sahibi korur” buyurdu.
Üçüncüsü sordu.
“İlim efdaldir, zira mal sahibinin düşmanı çoktur, ilim sahibininse dostu çoktur” buyurdu.
Dördüncüsüne:
“İlim efdaldir, zira mal harcandıkça eksilir, ilimse dağıtıldıkça artar” buyurdu.
Beşinciye:
“Mal sahibi cimri diye çağrılır, ilim sahibi ise büyük isimlerle çağrılır” buyurdu.
Altıncıya:
“Mal, eşkıyadan korunur, ilimse eşkıyadan korunmaz” buyurdu.
Yedinciye:
“Mal çok durmakla çürür, bozulur, zayi olur. İlim ne kadar dursa da bozulmaz” buyurdu.
Sekizinciye:
“Mal kalbi karartır, ilim ise kalbi nurlandırır” buyurdu.
Dokuzuncuya:
“Mal sahibi, malı sebebiyle tanrılık dâvâsında bulunur, ilim sahibi ise böyle etmez” buyurdu.
Onuncuya da:
“Mal kalbi katılaştırır, ilimse yumuşatır” buyurdu. Ve ardından “Siz sormaya devam ederseniz, ben de cevap vermeye devam ederim” buyurdu.

Comments are closed.