Ben kıskanç bir kadınım!

 

Ümmü Seleme (radıyallahü anha) şöyle anlatıyor: “Beyim vefat edince ‘Yâ Rabbî! Uğradığım felâketin sevabını ihsan et ve beni Ebu Seleme’den daha hayırlısına kavuştur’ diye dua ettim.
Ve Rabbime yalvardım.
Sonra kendi kendime ‘Resulullah’ın sahabisi olan Ebu Seleme’den daha hayırlısı kim olabilir?’ dedim.
Bir müddet geçti…
Evimize Resulullah Efendimiz teşrif edip içeriye girmek için benden izin istedi. O esnada bir hayvan derisini dabağlamakla meşguldüm.
Ellerimi yıkadım.
Ve Resul’ü içeri alıp içi hurma lifiyle dolu bir şilteyi takdim ederek oturmasını istirham ettim…
Oturup söze başladı.
Ve bana ‘evlilik’ teklif etti.
Ben cevap olarak;
‘Bende istenecek ne var ki? Ben, kıskanç bir kadınım… İstemeyerek uygunsuz bir şey söyleyip sizi incitirim de Hak teâlânın azabına uğrarım. Sonra ben, yaşlı bir kadınım. Başımda çoluk çocuğum var?’ diye arz ettim.
Resul aleyhisselâm;
‘Kıskançlığını Cenâb-ı Hak giderecek. Yaşına gelince ben de öyleyim. Senin çocukların, benim çocuklarım demektir’ buyurdular.
Çok sevindim.
Ve teklifini kabul edip evlendim… Cenâb-ı Hak bana, Ebu Seleme’den daha hayırlı olan ‘Resulullah Efendimizi’ ihsan etmişti. Böylece çocuklarım da Onun ‘feyizli kucaklarında’ büyüdüler.”

 

Comments are closed.