(Dünden devam)
İkisi de tabirini istediler. O ise hemen tabir etmedi. Onları İslam’a davet etti. Kendisini tanıttı.
Peygamber olduğunu bildirdi.
Sonra tabire geçti.
***
Şerbetçiye:
“Sen kurtulacaksın” dedi.
Ekmekçiye:
“Seni asacaklar” buyurdu.
Hakikaten şerbetçi kurtuldu.
Ve zindandan çıkarıldı.
Ekmekçi ise asıldı.
Hazret-i Yusuf, şerbetçiye:
“Beni efendinin yanında an!” dedi.
Yani suçsuz olduğumu söyle.
***
Resulullah Efendimiz:
“Kardeşim Yusuf, şerbetçiye, ‘Beni efendinin yanında an’ demeseydi, zindanda beş seneden sonra yedi sene daha kalmayacaktı” buyurdu.
Zaten o da anmadı.
Onun tembihini unuttu.
***
Mısır firavunu, bir rüya gördü.
Çok meraklandı.
Bütün müneccimleri topladı.
Rüya tabircilerini çağırdı.
Rüyasını anlatıp:
“Rüyamda yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediğini ve yedi kuru başağın yedi yeşil başağı sarmalayıp galip geldiğini gördüm” dedi.
***
Ve tabirini istedi.
Lâkin cevap veren olmadı.
“Bu, karışık rüyadır” dediler.
Bilemediklerini söylediler.
Mecliste o şerbetçi de vardı.
Hazret-i Yusuf’u hatırladı. (Devamı yarın)