Hayye-i Arabi, Hazret-i Ali’nin (radıyallahü anh) Eshabındandı. O şöyle anlatıyor: “Hazret-i Muaviye ile olan savaş sırasında Ali bin Ebi Talib ile bir derya kenarında konakladık.
Bir kişi geldi.
Selam verdi.
Ali bin Ebi Talib:
‘Ve aleyküm selam’ dedi.
O kişi kendini tanıtıp:
‘Ben, Şem’un bin Yuhanna’yım ve şu kilisenin sahibiyim’ dedi.
Kiliseyi gösterdi.
Ve Hazret-i Ali’ye:
‘Bizim yanımızda bir kitap vardır ki miras yoluyla Îsa Nebi’nin eshabından intikal etmiştir. Dilerseniz o kitaptan size okuyayım’ dedi.
Hazret-i Ali:
‘Oku!’ buyurdu.
O okumaya başladı.
Resulullah’ın ve ümmetinin vasıflarından yazıyordu.
Bir yere geldi.
Şöyle okudu:
‘Bir derya kenarına bir kişi konar ki, Peygambere yakın olup faziletler sahibidir. Müşriklerle savaşır ve onları dize getirir.’
Bunu okudu.
Bizlere baktı.
Ve Hazret-i Ali’ye dönüp ‘Peygamber çıktı. Ona iman getirdim. Siz burada konakladınız. Huzurunuza geldim. Hayatta olduğum müddetçe sizin hizmetinizde olmak istiyorum’ dedi.
Hazret-i Ali ağladı.
Bizler de ağladık.
Sonra Hazret-i Ali:
‘Allahü teâlâya hamd olsun ki beni unutulmuşlardan kılmadı. Kitabında zikretti’ buyurdu.”