(Dünden devam)
Bunun üzerine melekler “Yâ İbrahim! Korkma, biz Lût kavmini helak etmek için gönderildik” dediler. Ve kendilerini tanıttılar.
Sonra çocuk müjdesini verdiler!
***
O esnada hazret-i Sâre perde arkasında ayakta duruyordu.
Çocuk müjdesine işitti.
Gayriihtiyari güldü!
Ellerini yüzüne kapayıp “Benim mi çocuğum olacak? Ben ihtiyarladım, kocam da ihtiyar; bu, görülmemiş bir iştir” dedi.
Melekler ona “Sen Allah’ın takdirine mi şaşıyorsun? O neyi dilerse o olur” dediler…
***
İsmail aleyhisselam büyüdü.
Gençlik çağına girdi.
Çok sevilen bir genç oldu.
Evlenecek çağa geldi.
O kabileden bir kızla evlendi.
Annesi doksan yaşına gelmişti.
Ve bir gün vefat etti.
Kâbe yanına defnettiler.
***
İbrahim aleyhisselam, bir gün onları görmek için Mekke’ye geldi.
Hazret-i İsmail evliydi.
Ve o gün evde yoktu.
Dışarı çıkmıştı.
Babası eve geldi.
Hanımından Onu sordu.
O da cevaben “Şu anda evde yok” dedi.
***
“Geçiminiz nasıldır?” deyince “Şiddetli darlık içindeyiz” dedi.
Hâllerinden şikâyet etti!
Hazret-i İbrahim, ona “Kocana söyle, kapının eşiğini değiştirsin” buyurdu.
Ve ayrılıp gitti. (Devamı yarın)