Mevlâna Câmi hazretlerinin bir talebesi anlatır:
Bir gün hocamın mübarek cemalini ve tatlı sohbetini arzulayarak huzuruna gitmek için yola koyuldum. Yolda karşıma, fevkalâde güzel “bir kadın” çıktı.
Gayriihtiyari baktım…
İstemeyerek gördüm.
Bu, günah değildi.
Ama güzelliği kalbime işlemişti. İkinci defa bakmanın günah olacağını bile bile başımı çevirip bir daha bakmak istedim. İşte o anda bir el, şiddetli “bir tokat” vurdu bana!
Öyle ki; canım yandı!
Gözümden kan aktı.
Ama hak etmiştim.
“Yabancı bir kadına” bakmanın cezasını hemen görmüştüm.
Kan durduktan sonra hocamın bulunduğu mescide gittim. Yanındaki kimselere nasihat ediyordu…
Bir kenara oturdum.
Dinlemeye başladım.
Hocam bana baktı.
Sonra cemaate dönüp buyurdu ki:
“Birisi buraya gelirken güzel ‘bir kadın’ görmüş. İkinci defa bakayım derken o anda ‘bir el’ belirip, kendisine şiddetli bir ‘tokat’ vurmuş! Tokadın dehşetinden gözünden kan akmış! O esnada gaipten ‘Bir bakışa bir tokat, ikinciye ikinci tokat!’ diye bir ses duymuş…”
● ● ●
Hocam bunu anlattı.
Sonra bana baktı.
Ve gülümseyerek;
“İnsan, harama bakmaktan gözünü korumalı ki, ona el uzatmasınlar” buyurdu.