Bir çuval unu esirgeyince…

Rüyaydı ama gerçekten farkı yoktu…  Üç gün durup durup ağladım… Üç aydır da hâlâ etkisindeyim…Çünkü hiç aklımda yok iken belki otuz kırk sene öncesinde ve yedi sekiz yaşında çocuk iken şahidi olduğum bir hatıranın devamı gibiydi gördüğüm rüya…

Sanki dünyada çocukken şahidi olduğum o hüzün dolu olayın ahirette karşılığını görmüştüm rüyamda…
Neydi yıllar önce yaşadıklarım? Neden söz ediyorum?
Önce birkaç cümleyle ailemden söz edeyim…  Öz oğluna merhamet göstermeyen dedemden… Kim mi bu dedem?
Çanakkale Savaşında şehit düştüğü için askerden dönmeyen ağabeyinin hanımı ile evlendirilmiş bir bedbaht…
Bu evliliğinden bir oğlan iki kızı olmuş…  Ama bu evlilik sanki dedeme hitap etmiyor… Dedem ikinci bir evlilik yapıyor…
Fakat bu ikinci evliliği birinci hanımı ve çocukları ikinci planda bırakıyor. İşte dram da burada başlıyor…
Ben yedi yaşında idim babamın dedeme o mektubu gönderdiğinde…  Diyordu ki mektubunda:
-Baba çocuklarımla birlikte aç kaldım… Bana bir çuval un gönder ne olursun, imdat!
Böyle bir mektup bir babaya ulaştığında ne yapar? Hemen çocuğunun imdadına koşmaz mı insan?
El olsa koşar… Ama dedem, bırakın imdada gelmeyi, bırakın bir çuval un göndermeyi, ikinci hanımından olan oğluna der ki:
“Git de bir bak bakayım… Yazdıkları doğru mu?”
Yani oğlunun sözlerine bile inanmıyor. Ya da merhamet etmiyor…  Sonuçta o bir çuval un gelmiyor evimize…
Çocuktum. Aç olsam bile açlığın ne olduğunu anlayacak yaşta değildim. Ama babamın bazen içli içli ağladığını görür çok üzülür, çok da korkardım.
Yıllar sonra anlamıştım tabii o yaşanan sıkıntılı dönemleri… Yokluk, sıkıntı içinde ev ocak olmuştu babam… Belki de en acısı babası tarafından ötekileştirilmesi çok zoruna gitmişti…
Yıllar geçti… Her birimiz büyüdük evlendik… Çoluk çocuğa karıştık… Dedem de, babam da, amcam da rahmet-i rahmana kavuştular… Onlar gerçek dünyada biz yalan dünyadayız…
Hayırdır inşallah… Geçen rüyamda gördüm onları… Aradan belki otuz kırk sene geçmiş… Ne babam var aklımda ne dedem… Ne bu anlattığım hüzün dolu yılar… Ama rüya enteresan…
Babam, elinde bir ekmek… Bembeyaz… Dedem ile amcam ise ona uzaktan bakıyorlar… İkisi de çaresiz… İkisi de üzgün… Ama babamın yanına gelemiyorlar… Sanki gelmeleri yasaklanmışlar gibi…
Allah hayırlara tebdil etsin… Her üçünün de taksiratını affetsin… Ama bu rüya bende çok etki yaptı… Günlerce duygulandım ağladım… Rabbim kimsenin âhını kimsede bırakmaz… Allahü teala, bilerek veya bilmeyerek bir başkasının kalbini kırmaktan hepimizi muhafaza buyursun.
Beyhan Akgün-Kayseri

Comments are closed.