Bir kimse, kızını iyi terbiye ederse…

Fadlek Râzî hazretleri hadîs âlimi olup, hafız, yani râvileriyle beraber yüzbin hadîs-i şerîfi ezberden bilirdi. İran’da Rey şehrindendir. 270 (m. 883) yılında Bağdâd’da vefât etti. Naklettiği bazı hadis-i şerifler:

“Bir kimse Cuma günü güzel abdest aldıktan sonra, Cuma namazına gidip, imamın yakınına oturur, söylenenleri dinler, bu arada konuşmayıp susarsa, iki Cuma arasında işlediği günahlar üç gün fazlasıyla bağışlanır. Bir kimse de hutbeyi dinlemeyip başka şeyle meşgûl olur, lüzumsuz söz söylerse, onun Cuması boşa geçmiş olur.”

“Bir kimse, kızını iyi bir şekilde terbiye etse; dinini öğretse ve Allahü teâlânın kendisine verdiği nimetlerden kızına da verse o kızı kendisi ile Cehennem arasında perde olur.”

“Zaman gelir Cehennemlikler öyle acıkır ki, bunun tesiri, şiddetli Cehennem azâbına denk olur. Yemek diye feryat ederler. Onlara, açlığa faydası olmayacak ve kendilerini beslemeyecek olan zehirli dikenden yemek verilir. Yine yemek isterler. Onlara yine dikenli yemekler verilir. Fakat bunları da sindiremezler. Hemen dünyâdaki gibi bu yemekleri şarapla hazmettikleri akıllarına gelir ve şarap isterler. Bunlara dikenli bardaklarda şarap yerine irin verilir. Onlar irini ağızlarına yaklaştırınca, dikenler yüzlerini yırtar. İçtikleri midelerine indiği vakit midelerini parça parça eder. Cehennem bekçilerini çağırır ve; ‘Ne olur, Allaha duâ edin de bir gün olsun azâbımızı hafifletsin’ derler. Cehennem zebanîleri ‘Size açık delîllerle Peygamberler gelmedi mi?’ diye sorarlar. Onlar da ‘Evet geldi. Fakat biz inanmadık’ derler… Mâlik’i çağırırlar, gelir ve ona; ‘Rabbimiz, hakkımızda iyi bir hüküm versin’ derler. Mâlik; ‘Sizler burada kalacaksınız’ buyurur.!” Bu hadîs-i şeriflerin râvîlerinden A’meş şöyle bir açıklama yapmaktadır:

“Bunların bu yalvarışları ile Mâlik’in menfî cevap vermesi arasında bin yıl geçer, diye duydum.” Ve devamla: “Bu sefer kendi kendilerine, ‘Biz Allaha yalvaralım, bize Allahtan hayırlısı yoktur’ derler ve ‘Ey Rabbimiz, azgınlığımız galebe çaldı. Sapıklıkta kaldık. Bizi Cehennemden çıkar, bir daha isyana dönersek o zaman zalimlerden oluruz’ derler. Allahü teâlâ onlara, ‘Sesinizi kesin, daha konuşmayın’ buyurur. İşte o zaman her iyilikten ümitleri kesilir. O vakit hasret ve nedamet içinde kalırlar.”

Comments are closed.