Efendimiz’in azatlı kölesi Zeyd bin Harise (radıyallahü anh), kirayla katırcı tutup sefere çıktı bir gün.
Şehirden uzaklaştılar.
Katırcının niyeti bozuktu.
Önce belli etmediyse de sonra asıl yüzünü gösterip Hazret-i Zeyd’i öldürmeye kalkıştı.
Mübarek sahabi:
“Dur! Şuracıkta iki rekât namaz kılayım da sonra öldür!” dedi.
Adam kabul etti.
O namaza durdu.
Selam verip açtı ellerini ve içinden “Yâ Rabbî! Resulünün hürmetine bu adamın şerrinden beni kurtar” diye yalvardı.
O anda biri geldi.
Elinde kılıç vardı.
Vurup öldürdü katırcıyı.
Hazret-i Zeyd sordu:
“Siz kimsiniz?”
Cevaben:
“Ben
bir meleğim. Yerim, yedinci kat göktür. Sen dua ettiğinde yerimdeydim.
Rabbimin emriyle bir anda geldim. Biz her şekle girer, insanlara böyle
yardım ederiz” dedi.
bir meleğim. Yerim, yedinci kat göktür. Sen dua ettiğinde yerimdeydim.
Rabbimin emriyle bir anda geldim. Biz her şekle girer, insanlara böyle
yardım ederiz” dedi.
? ? ?
Hakem isminde biri de Efendimiz’le ne vakit karşılaşsa, ağzını gözünü oynatır, maskaralık yapardı.
Bir gün yine karşılaştı.
Ve yine öyle yaptı.
Ağzı gözü oynuyordu. Bu vaziyetteyken Efendimiz geri dönüp “Hep öyle kal!” buyurdular.
Duası kabul oldu.
Adam o hâlde kaldı.
Hem de ömür boyu.
Ağzı gözü oynar dururdu devamlı. Mâni olamıyordu artık.