Son devir Anadolu velîlerinden Alî Osmân Efendi “rahmetullahi aleyh” tütün kullanırdı. Huzûruna gelen bir fakir dilenci Onun tütün yaktığını görünce; “Siz sigara içiyor muydunuz?” diye sordu.
Buyurdu ki:
“İçmiyoruz!”
Fakir bu defâ; “İçmiyorsunuz da peki ne yapıyorsunuz?” deyince; “Yakıyoruz” buyurdu. O fakir; “Peygamber Efendimiz hiç içmedi, sen niye içiyorsun?” diye sordu.
Kızacağını sandı.
Fakat o kızmadı.
Ona şefkatle sakıp;
“Peygamber Efendimiz sırtında heybe, senin gibi dolaştı mı?” deyince, adam söyleyecek bir şey bulamadı.
Alî Osmân Efendi, Erbaa zelzelesi olmadan önce bir gün evden çıktı.
Atını çözüp bindi.
Erbaa’dan ayrıldı.
O sırada herkesin Deli Mehmed diye bildiği bir meczub bu zâtın arkasından; “Tutun, yakalayın! Erbaa zelzelesini mühürledi gidiyor!” diye bağırdı.
Bu, deli bilinirdi.
Meczup biriydi.
Onun için sözlerini dikkate almadılar. Ama bir süre sonra Erbaa’da çok büyük zelzele oldu. Bu zelzelede Alî Osmân Efendinin ondört yaşındaki bir kızı da hayatını kaybetti.
Bir müddet geçti.
Bu zat yine geldi.
Kızının vefât ettiği söylenince; “Daha büyük belâ gelmemesi için evlâdımızı kurban verdik. Halk, Deli Mehmed’in sözlerine inanmadılar” buyurdu.
Talebeleri vardı.
Nasîhat yapardı.
En fazla; “Kimse ile münâkaşa etmeyiniz. Söz dinleyiniz. Kim söz dinlerse, o benim öz oğlumdur. Birbirinizi severseniz, beni sevmiş olursunuz. Aranızda dargınlık olmasın” derdi.