Bir gün Hazret-i Hasan (radıyallahü anh) ağlıyordu.
Kendisine:
“Niçin ağlarsınız?” dediler.
Onlara baktı.
Ve bir “ah!” edip:
“Bize yazıklar olsun!” dedi.
Anlamadılar.
Sordular ki:
“Niye ah edersin?”
Cevaben:
“Daha ne olsun, yedi gündür hanemize misafir gelmedi. Ona ah ederim” dedi.
? ? ?
Hazret-i Hüseyin de bir gün namaza duracaktı. Seccadenin üzerinde titremeye başladı.
Onu görenler:
“Niçin titrersiniz?” dediler.
Merak etmişlerdi.
O, bir “ah” çekti.
Ve onlara dönüp:
“Az sonra Rabbimin huzuruna çıkacağım, nasıl titremeyeyim” buyurdu.
? ? ?
Ebu Eyyub-i Ensari (radıyallahü anh) anlatıyor:
“Bir gün Resulullah Efendimizin huzuruna girmiştim.
Hasan Hüseyin de vardı.
Önünde oynuyorlardı.
Henüz küçük idiler.
Çok da sevimliydiler.
Efendimize:
‘Yâ Resulallah! Sen bunları çok mu seviyorsun?’ dedim.
Bana döndüler.
Ve tebessümle:
‘Nasıl sevmem. Bunlar benim dünyada öpüp hakladığım iki reyhanımdır’ buyurdu.
Çok duygulandım.
Sevgim ziyade oldu.