Bizzat Efendimize sorardı

Konya’nın Hadim kasabasından Muhammed Hadimi hazretleri büyük veli, fıkıh ve tasavvuf âlimidir. Eserlerine aldığı hadîs-i şeriflerin sahih olup olmadığını iyice araştırırdı.

Bazen şüphelenirdi.
Efendimize sorardı.
Kaynağından öğrenirdi.
Medine’de, Ravda-i mutahharada harem ağalığı yapan Beşir Ağa, bu mevzuyu şöyle anlatır:
***
“İstanbul’a gelmiştim.
Padişah Birinci Mahmud Han, Harem-i şeriften malumat almak istiyormuş.
Beni huzuruna çağırdı.
Emirleri üzere gittim.
Hâl hatır sorduktan sonra ‘Haremeyn-i şerifeynde muttali olduğun enteresan hadiseler var mı? Onlardan anlatır mısın’ dediler.
Ben de ‘Var efendim’ dedim.
***
Ve birini şöyle arz ettim:
Ravda-i mutahharada temizlik yapıyordum. Gece yarısına doğru Cebrail aleyhisselamın Resulullah Efendimizle görüşmek için girdiği Cibril kapısı birden açıldı.
‘Bu vakit gelen kimdir?’ dedim.
Merakla kapıya koştum.
Nur yüzlü biriyle karşılaştım.
***
Bana selam verdi.
Selamı aldım ve ‘Hoşgeldiniz efendim’ dedim.
Bana fısıltıyla cevap verip doğruca Peygamber Efendimizin mübarek kabr-i şeriflerinin ayak ucuna doğru gitti.
Arkasından bakakaldım.
Orada bir müddet bekledi.
Bazı şeyler söyledi.
Çok dikkat etmeme rağmen anlayamadım.” (Devamı yarın)

Comments are closed.