Zeynelâbidîn Alî hazretlerinin cins bir devesi vardı. Kamçısız giderdi. Üstündekini incitmezdi.
Zeynelâbidîn hazretleri vefât edince, büyük bir hüzün sardı bu deveyi.
Yemeden içmeden kesildi.
Onun kabri üzerine geldi.
Göğsünü yere koyup inledi.
Hiç kimse bu deveyi mezar başından kaldıramadılar.
Oğlu Muhammed Bâkır hazretleri, oradaki halka;
“Hiç boş yere uğraşmayın. Bu deve burada ölecek!” dedi.
Hakîkaten aradan üç gün geçti.
Deve, o kabrin yanında öldü.
PİŞMANLIK
Zeynelâbidîn Alî hazretleri bir gün;
“Kim, bir haram karşısında gözünü kapatırsa, Cenâb-ı Hak onun gönlünü îmânla doldurur” buyurdu.
Bir başka gün de:
“Bugün gülerek günah işleyenler, yarın ağlayarak Cehenneme girerler” buyurdu.
Dinleyenler;
“Ya tövbe ederse?” dediler.
Büyük velî;
“O zaman girmez. Çünkü günahına pişmân olup tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir” buyurdu.
İFTİRÂ
Bir kimse, Zeynelâbidîn Alî hazretlerinin aleyhinde konuşmuştu.
O bunu öğrenince çok üzüldü.
Hemen o kimsenin yanına gitti.
Biraz sohbetten sonra;
“Hakkımda bâzı şeyler söylediğini işittim. Eğer dediklerin doğruysa, Allahü teâlâ beni affetsin. Yok eğer iftirâ ise, seni affetsin” buyurdu.