Abdülhakim Arvasi hazretlerini sevenlerden Abdülkâdir isminde bir pamuk tüccarı şöyle anlatıyor:
“Efendi Baba ile Eyüp Câmii’nde bir gün beraberdik.
Öğle namazını kıldık.
Birlikte dışarı çıktık.
Ve Hazret-i Halid’in mübarek türbesine girip bir kenarda oturduk.
O esnada ikimizden başka kimse yoktu türbe içinde.
Efendi Baba;
‘Bana sokul, gözlerini kapat!’ buyurdu.
Ben de öyle yaptım.
Gözlerimi kapatınca Hazret-i Halid bin Zeyd’i gördüm karşımda.
Uzunca boyluydu.
Ve ‘heybetli’ bir zattı!
Kalkıp elini öptüm hürmetle.
İkisi yavaşça bir şeyler konuştular.
Ben bir şey duymuyordum.
Sadece seyrediyordum.
Bir müddet sonra;
‘Gözünü aç!’ buyurdu.
Açınca Hazret-i Halid kayboldu gözden… Efendi Baba ile ikimiz yan yana oturuyorduk…
Sonra dışarı çıktık.
İkindi ezanı okunuyordu.
Efendi, bana;
‘Neler gördün?’ diye sordu.
Aynen arz ettim.
Kulağıma eğilip;
‘Ben hayatta oldukça bu gördüğünü kimseye söyleme!’ buyurdu.
‘Başüstüne’ dedim.
O vefat ettiği için anlatabiliyorum bunları…”