Bursa’da medfun bulunan Açıkbaş Mahmut Efendi, komşusu bir gencin evine gitti bir gün. Odasında bâzı kitaplar görüp îkaz etti onu:
– Bu kitapları evden çıkar evlâdım!
Delikanlı sormadan edemedi:
– Neden efendim?
– Hepsi de zararlı bunların.
– Baş üstüne efendim, dedi.
Ama bir türlü kıyamadı atmaya. Sözü yere düşmesin diye bir ikisini çıkardı o gece. Ve yattı. Uyur uyumaz bu zâtı gördü rüyâsında. Mübarek zat sordu hemen:
– Attın mı o kitapları evden?
Korku ile uyandı. Namaz kılıp tekrar uyudu. Uyur uyumaz tekrar gördü bu zâtı. Daha bir celâlliydi bu sefer.
– Hâlâ atmadın mı o kitapları?
Korkup fırladı yataktan. Ve çıkarıp attı hepsini. Ertesi gün erkenden kapısı çalındı gencin. Açtığında bu zâtı gördü eşikte. Gülümsüyordu mübârek:
– Attın o kitapları değil mi?
– Evet efendim attım.
Elindeki kitabı uzatıp;
– Onların yerine, bu kitabı getirdim. Ehl-i sünnet bir âlim yazmış. Bu sana kâfi gelir, buyurdu.
Ve nasîhat etti:
– Evlâdım, rastgele (yüz kitap) okuyacağına, bir doğru kitabı (yüz defâ) oku!
Bu nasîhat, çok hoşuna gitti gencin.
Onu dinledi ve kazandı.
***
Bir gün de bâzı sevdiklerine;
– Bir Müslümanla herhangi bir konuda ihtilâfa düşerseniz, ben haksızım deyip, ondan özür dileyin, buyurdu.
– Hikmeti ne efendim? dediler.
– Çünkü Peygamber Efendimiz; (Kendisi haklı iken, ben haksızım deyip özür dileyene, Cennette büyük bir köşk verilecektir. Kefili de benim) buyuruyor.