Ahmed bin Hanbel hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” vefât haberini duyan Muhammed bin Huzeyme, çok üzülmüştü. Rüyâsında Ahmed bin Hanbel’in Cennette salınarak yürüdüğünü gördü.
Çok şaşırdı.
Kendisine;
“Ey İmâm! Bu nasıl yürüyüş?” dedi. O da; “Dünyâda Allahın dînine hizmet edenler, Cennette böyle yürürler” buyurdu. “Allahü teâlâ sana nasıl muâmele etti?” deyince, şöyle anlattı: “Allahü teâlâ beni affetti ve; ‘Ey Ahmed! Kur’ân-ı kerîm benim kelâmımdır diye inandığın için seni yükselttim’ buyurdu.”
Çok sevindim.
Sonra da bana;
“Ey İmâm! Dünyada iken Süfyân-ı Sevrî’den sana ulaşan duâlar gibi duâ ederdin. Şimdi de öyle duâ et” buyurdu. Ben de; “Ey âlemlerin Rabbî olan Allah’ım! Bizi affeyle ve bize suâl sorma” diye duâ ettim.
Duâm sona erdi.
Hak teâlâ bana;
“Ey Ahmed! İşte Cennet. Haydi gir oraya!” buyurdu. Ben de Cennet’e girdim.
HAYIR! OLMAZ!
Ahmed bin Hanbel hazretleri vefât ederken eliyle işâret edip; “Hayır olmaz!” dedi. Yanındaki oğlu; “Babacığım bu ne hâldir?” diye sordu.
O cevap verdi.
Şöyle anlattı:
“Şu an tehlike zamânıdır. Şeytan karşımda, kalbimi bozmak istiyor ve; ‘Ey Ahmed! Benim elimde can ver’ diyor.
Aldatmak istiyor.
Ben de şeytana;
‘Hayır olmaz! Hayır olmaz!’ diyorum. Bir nefes kalıncaya kadar tehlike var. Şeytanın aldatmasından emîn olmak yoktur.”