(Dünden devam)
Ebu Cehil cin fikirliydi.
Bu gelişi beğenmedi. Ve yandaşlarına:
“Görünen o ki Ömer de Müslüman olmuş” dedi.
Doğru anlamıştı.
Moralleri bozuldu.
Müminler yaklaştı.
Ebu Cehil onlara doğru ilerledi ve “Bu ne hâl yâ Ömer?” diye seslendi.
Hazret-i Ömer durdu ve onlara karşı “Lâ ilahe illallah!” diye haykırdı.
Heybetliydi.
Ve celalliydi.
***
Bütün hiddetiyle “Beni bilen biliyor. Bilmeyen de bilsin ki Hattaboğlu Ömer’im. Karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyen, yerinden kıpırdasın!” diye bağırdı.
Müşrikler korktular.
Ve donup kaldılar.
Ardından çil yavrusu gibi dört yana dağıldılar.
***
Efendimiz ve müminlerse bir ağızdan tekbir getirdiler:
Allahü ekber!
Allahü ekber!
Sonra saf tutup Kâbe’de ilk olarak âşikâre namaza durdular.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, Hazret-i Ömer’i yanına alıp Kâbe-i şerife girdi.
İçerisi put doluydu.
Onları gösterip:
“Hak gelince bâtıl gider” mealindeki âyet-i kerimeyi okudular.
Evet, hak gelmiş, bâtıl gitmişti. (“Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn” kitabından alınmıştır.)