“Kızdığın kimseye, hayır duâ et!..”
Behlül Dânâ hazretleri meczub bir Hak âşığıdır. Halîfe Hârun Reşid, bu zâtı çok sever, nasîhatlarından hoşlanırdı.
Bir gün yolda görünce;
“Ey Behlül! Nicedir seninle görüşmek istiyordum” dedi.
O, oralı olmayıp;
“Ben hiç istemiyordum” dedi.
Hârun Reşid kızmadı bu cevâba.
“Nasîhatine muhtâcım” dedi.
O mekân, sarayla kabristan arasıydı.
Ona bu ikisini gösterip;
“Bir şu sarayına bak, bir de kabristana. Bundan ibret almayan, başka neden alır ki? Yarın Allah’ın huzûruna çıkacak ve hesâba çekileceksin. Cevâbın hazır mı?” dedi.
Hârun Reşid, ağladı.
Ve ayrılıp gitti oradan.
● ● ●
Bu zât, bâzı insanlara;
“Bir nimetin kıymeti bilinmezse, elden gider. Üstelik de o kişi acı azap görür” dedi.
Dinleyenler;
“En büyük nimet nedir?” diye sordular.
Behlül Dânâ;
“Îmân ve İslâm nimetleridir. Îmân nîmetinin şükrü, ibâdet yapmakla, İslâm ni’metinin şükrü ise, haram ve günah işleri yapmamakla olur” diye îzah etti.
Bir gün de bu zâta;
“Ey Behlül! İnsanın kalbini en fazla nurlandıran şeyler nelerdir acabâ?” diye sordular.
Behlül Dânâ;
“Kızdığınız kimseye, hayır duâ etmektir. En kıymetli insan, Allahın, Resûlullahın ve büyüklerin sözüne ‘peki’ diyendir” dedi.