“Üzülme, inşallah kızın kurtulacak”
Tâbiîn’in büyüklerinden olan Hasan-ı Basrî hazretlerinin huzûruna bir Müslüman gelip;
“Efendim, kızım vefât etti. Duâ edin de onu rüyâda göreyim” diye ricâda bulundu.
Büyük velî;
“Peki” dedi.
Ve duâ etti. Adam gördü kızını rüyâda. Ancak uyandığında başladı ağlamaya! Zîra kızı cehennemde yanıyordu.
Giyinip koştu hemen bu büyük velînin huzûruna.
Selâm verdi.
Ve arz etti ki:
“Sağ olun efendim, kızımı rüyâda gördüm. Ama hiç sevinemedim. Bilâkis üzüntüm daha da arttı.”
Mübârek sordu:
“Neden arttı?”
“Çünkü yavrum cehennemde yanıyordu.”
Mübârek zât onu tesellî edip; “Üzülme, inşallah kızın kurtulacak” buyurdu.
Çok teşekkür etti.
Sevinçle eve gitti.
Lâkin kendi kendine “Acabâ nasıl kurtulacak?” diyordu. Yatıp rüyâda kızını gördü yine. Ama bu sefer cennetteydi.
Onu kucakladı.
Ve sordu ki:
“Ey kızım, cehennemden nasıl kurtuldun?”
Kız cevâben;
“Babacığım, bu kabristandakiler hepimiz cehennemdeydik. Dün mübârek bir zât geldi ve bir “salevât” okuyup sevâbını bize bağışladı. Onun bereketiyle hepimiz affa kavuştuk ve şimdi cennetteyiz” dedi.