Bunları sağın ve taksim edin!

Miktad bin Esved “radıyallahü anh” şöyle anlatıyor:
“Bir gün iki arkadaşımla birlikte, yorgunluk ve açlıktan gözlerimiz kararmış, kulaklarımız sağırlaşmıştı.
Eshab-ı kiramdan birkaçına müracaat ettik.
Yiyecek bir şey bulamadık.
Zira onların da yoktu…
Resulullah’a arz ettik.
Bizi alıp hane-i saadetine götürdü.
Bize iki keçi verip;
‘Bunları sağınız, sütünü aranızda taksim ediniz!’ buyurdu.
Biz onları sağardık.
Sütünü paylaşırdık.
Kendi payımızı içer, Peygamberimizin hissesini de ayırır saklardık.
Resul aleyhisselâm; geceleyin gelir, uyanık olanlara selâm verir, namaz kıldığımız yerde namazını kılar, sonra da sütünü alıp içerdi.
Bir gece öyle olmadı.
Şeytan musallat oldu.
Bana vesvese verip;
‘Ey Miktad! Bu gece Muhammed aleyhisselâm Ensar’ın evine gidecek. Onlar Ona türlü ikramlarda bulunacaklar. Onun da bu sütü içmeye ihtiyacı kalmayacak. O hâlde sen şu sütü içiver’ dedi.
Şeytana aldandım.
Onun hissesini içtim.
Ama pişman oldum.
Aklım başıma geldi ve kendi kendime ‘Sen ne yaptın ey Miktad, Resulullah’ın sütünü neden içtin? Şimdi kendisi gelecek, sütünü arayacak. O zaman helâk olacaksın. Dünyanı da ahiretini de kaybedeceksin!’ dedim.”
“Derken Efendimiz aleyhisselâm geldi.
Bize selâm verdi.
Ve namâzını kıldı.
Sonra süt kabının kapağını açtığında içinin “boş” olduğunu gördü. Mübârek başını göğe doğru kaldırdı.
Bedduâ eder diye çok korktum.
Ama bedduâ etmeyip;
‘Yâ Rabbî! Beni doyuranları sen de doyur! Bana içirenleri sen de susuzluktan kandır’ diye duâ etti.
Ben bunu duydum.
Fırlayıp kalktım.
Ve keçileri yokladım.
Hepsinin de memeleri sütle doluydu.
Koşup bir keçiyi sağdım.
Kap ağzına kadar doldu.
Köpükle de süslenmişti.
Resûl aleyhisselâma uzatıp;
‘İçiniz yâ Resûlallah!’ dedim.
İçip kabı bana verdi.
Tekrar doldurup;
‘İçiniz yâ Resûlallah!’ dedim.
Tekrar içtiler.
Ben de kalan sütü içtim.
Efendimiz aleyhisselâmın duâsına mazhar olduğumu düşünerek, sevincimden gülmeye başladım.
Efendimiz bana bakıp;
‘Ne oldu yâ Miktâd?’ diye sordu.
Ben olanları anlattım.
Resûl aleyhisselâm;
‘Bu hâl Cenâb-ı Hakk’ın rahmetidir. Niçin arkadaşlarımızı uyandırmak için bana haber vermedin? Onlar da hisselerini alırlardı’ buyurdu.
‘Yâ Resûlallah! Allahü teâlânın rahmetine sizinle birlikte kavuştuktan sonra sevincimden başka şey düşünemedim’ dedim.”

Comments are closed.