Seyyid Fehim hazretleri, birkaç sevdiğiyle her sene Müks’ten Van’a gelir ve kendisini çok seven Ahmed Bey’in evinde kalırdı. Bir sene gittiğinde Ahmed Bey hacda idi. Buna rağmen onun evinde kaldı yine.
Bir gece yarısıydı…
Birini uyandırıp “Kalk… herkesi uyandır! Bu evi hemen terk etmemiz lâzım. Hem Ahmed Bey’in oğullarına da haber verin” buyurdu.
Onlara da haber verildi.
Oğulları huzuruna gelip “Efendim, kusurumuz olduysa affedin. Bizi böyle terk edip gitmeyin. Babamız duyarsa yüreğine iner” dediler.
Büyük velî;
“Siz müsterih olun. Bize fazlasıyla hizmet ettiniz. Sizden razıyım. Ama şimdi acele buradan gitmeliyiz” buyurdu.
Oğulları, çaresiz;
“Peki efendim” dediler.
Ve gece yarısı toparlanıp çıktılar o evden. Ertesi gün oğlu Muhammed Emin “Babacığım, Ahmed Bey’in evlâtları çok üzüldüler. Sabah çıksaydık olmaz mıydı?” diye sordu.
Mübarek zat;
“Oğlum, kimseye söyleme. Ahmed Bey bu gece Mekke’de vefat etti” buyurdu
Oğlu şaşırdı:
“Vefat mı etti?”
“Evet, ev yetim evi olup mirasçılara kaldı. Onları da tanımıyoruz. Kul hakkından kaçınmak için acele çıktık” buyurdu…
Bir ay geçti aradan.
Hacılar döndüler.
Ahmed Bey dönmedi… Onu tanıyanlar “O bir gece Mekke’de vefat etti” dediler.