Hacı Halîfe hazretleri Osmanlı evliyâsındandır. Kastamonu’da doğdu. Şeyh Tâcüddîn İbrâhim’in sohbetine gidip, tasavvuf yoluna girdi. 896 (m. 1490) senesinde vefât etti. Alâüddîn Fenârî ona talebe olmak istedi. Hacı Halife ona hitaben buyurdu ki: “Bütün bağ ve engelleri kesip, bu yolda ilerleyen nihâyete kavuşur. Fakat i’tidâl üzere ilerlemek lâzımdır. Talebenin, kendisine rehber olan hocasının kerâmet ve vilâyetine bakması lâzım değildir. Onun hak yola götürücü ve Hakka kavuşturucu sağlam i’tikâd üzere yürütücü olduğuna inanmalıdır. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem bir şeye bakmak istediği zaman, o tarafa sâdece mübârek boynunu çevirerek değil, bütün bedeni ile dönüp bakardı. Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hareketinde bir işâret vardır. Bunda talibin, matlûbuna erişmesi için bütün varlığı ile O’na yönelmesi gerektiğine işâret vardır.”
Bursa kadısı, bir gün hocasının huzûrunda, Cebriye ve Sünnî mezheblerinden sordu. Hocası şöyle buyurdu:
“Cebr, hakîkî ve taklîdî olmak üzere iki kısımdır. Hakîkîsi; bütün işlerini Allahü teâlâya ısmarlayıp, emir ve yasaklara uyduktan ve sebeplere yapıştıktan sonra, ihtiyârı bırakmaktır. Taklidisi ise; işlerini nefsin arzularına ısmarlayıp, nefsin şehvetlerine uyup, emir ve yasaklarda irâdesinin olmadığını; ‘Benim gücüm ve irâdem yoktur. Allahü teâlâ ezelde ne yazmışsa, o olur’ demesidir. Bu küfürdür.”
Sonra buyurdu ki: “Bir gün Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) elinde iki kitapla Eshâbına geldi. Sağ elindeki kitap için; ‘Bu kitap, Allahtandır. İçinde Cennetlik olanların isimleri vardır’ buyurdu. Diğer elindeki kitap için; ‘Bu kitap, Allahtandır ve içinde Cehennemliklerin ismi vardır’ buyurdu. Eshâb-ı Kirâm; ‘Mademki öyledir, amel etmesek olur mu?’ dediler. Resûl-i ekrem; ‘Amel ediniz, çalışınız, herkes ne için yaratıldıysa, o iş ona kolay gelir’ buyurdu. Yanî Resûlullah demek istedi ki, Cennet ehlinin alâmeti vardır. Bu alâmetin bulunduğu kimse, Cennetliktir. Cehennem ehlinin de alâmeti vardır. Bu alâmetin bulunduğu kimse, Cehennemliktir. Sonra şöyle buyurdu: Cennet ehlinin alâmetini kazanman lâzımdır. Nitekim Resûlullahın Eshâbı böyle yaptı. Çok amel etmeye çalışıp, ameli, kitaba güvenip terk etmediler. Hakîkate kavuşmuş olanların hâline erişirsen, ki buna erişmek; Peygamber efendimizin şerîatine uymakla olur.”