Çocuklar gibi saftı

Ahmed Mekkî Efendi hazretleri, çocuklar gibi saf ve temiz kalpliydi.
Çok hassas ve ince ruhluydu.
Çabuk kırılırdı.
Ben ise kaba ve câhildim.
Oğullarından Baha Bey, kanser hastalığına yakalanmıştı.
Her gün ziyâretine giderdik ikimiz.
Bir gün yine gidecektik.
Zemzem götürecektik.
Küçük bir şişeye doldurmuş olduğu “zemzemi”, tam müftülükten çıkarken bana verdi.
Ve “Bunu iyi muhâfaza et, Baha’ya içireceğiz” dedi.
Elinden aldım.
Ve pardösümün sağ cebine koydum.
Koydum, ama…
O cebin “delik” olduğunu unutmuşum.
Daha müftülükten çıkmamıştık ki, güzelim şişe “pat!” diye yere düştü.
Ve kırıldı tabii.
Zemzem de gitti.
Mübârek çok üzüldü.
Hattâ “çocuk gibi” küstü bana.
Akşama kadar hiç konuşmadı.
Ama akşam vapurda gönlümü aldı yine.
***
Babasının talebelerinden Hüseyin Hilmi Efendi’yle Fâtih’te yürüyorduk bir gün.
Ahmed Mekkî Efendi’yi gördük.
Karşıdan bize doğru geliyordu.
Hilmi Efendi onu gördü.
Ve bana dönüp;
“Bak, Mekkî âbi, Abdülhakîm Efendi Hazretlerine ne kadar çok benziyor, aynen babası” buyurdu.
Ben Abdülhakîm Efendi’yi görmedim.
Fotoğraflarından tanıyorum.
Gerçekten de çok benziyordu babasına…

Comments are closed.