Daha fazla veren var!

(Dünden devam)

Hazret-i Ebu Bekir:
“Yâ Osman! Eshab sana kırılmış” buyurdu.
O sordu ki:
“Niçin kırılmışlar?”
“Buğdayın ölçeğine yedi dirhem vermişler, satmamışsın.”
“Evet satmadım.”
“Neden?”
“Daha fazla veren var da onun için.”
“Kim, ne kadar veriyor?”
Hazret-i Osman:
“Yâ Eba Bekir! Onlar ‘bire yedi’ verdiler. Hâlbuki Cenab-ı Hak, ‘bire yedi yüz’ veriyor. Nasıl kabul edeyim?” dedi.
Ve emretti hizmetçilerine.
Tamamını dağıttılar Eshaba.
Hem de bedava.
Hazret-i Sıddık sevindi.
Takdir ve tebrik edip alnından öptü bu cömert arkadaşının. Eshab, huzur içinde oradan ayrıldılar.
? ? ?
Hazret-i Ali (radıyallahü anh) şöyle anlatıyor:
“Ebu Bekir, Ömer ve Osman hakkında, şanlarına yakışmayan, uygunsuz sözler sarf eden bir bedbaht vardı.
Bu zatları kötülerdi.
Ama cezasını çekti.
Yüzünde yara çıktı.
Giderek büyüdü.
Bütün yüzünü kapladı.
Yüzü kapkara oldu.
Her ilacı denediler.
Asla kâr etmedi.
Bu şekilde ölüp gitti.
Hem dünyada rezil oldu.
Hem de ahirette.” (“Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn” kitabından alınmıştır.)

Comments are closed.