Demokrasinin doğum sancıları

Mısır’da askeri darbe, “katliam” devşirdi. Ordu, Kahire’nin Adeviyye ve Nahda meydanlarında günlerdir süren onurlu direnişi kan ve şiddetle ezdi.

Bundan sonra yaşanacaklar endişe verici. Müslüman Kardeşlerin çağrısıyla direniş, Mısır çapına yayılabilir. Bu, iç savaş riski taşır. Ancak, örgütün kaos ortamından iktidar üretme şansı neredeyse sıfır. Yöneticilerinin çoğu 3 Temmuz’da, bir bölümü de katliam sırasında tutuklandı. Üstelik Tahrir Meydanı’nı dolduran muhalif cephenin varlığı da inkâr edilemez.
Dozu giderek artan müdahale askeri rejimin daha da sertleşerek yerleşeceği hissini veriyor. Ordu, düzenin tamamına “diş geçirmek” için katliamın her türünü deniyor. Bu durum, Müslüman Kardeşleri bir kez daha yeraltına çekebilir hatta “yarı legal” bir duruma sokabilir ve sokaklar kanlı bir iç savaşın göbeğine çekilebilir.
Korku senaryoları Mısır tarzı “iç savaş” ile sınırlı değil. El-Kaide türevi militarist akımlar, Mısır’da düzen arayışına sinsice dâhil olabilir. Batı karşıtı planlar yapabilir, Batılı hedeflere operasyonlar düzenleyebilir. Hatta Batı dünyası, hiç beklemediği bir anda “küresel misilleme” ile yüz yüze gelebilir. Unutmayalım ki, el-Kaide lideri Eymen el-Cevahiri Mısırlıdır. 20 yıl önce, cumhurbaşkanı Enver Sedat suikastı nedeniyle yargılananlar arasında yer almıştı.
Darbeye “darbe” diyemeyen Batı dünyası, katliama da “katliam” diyemedi. Binlerce kişiyi ezen kanlı baskının suç ortağı oldu. Gezi olaylarında bir günde üç kez açıklama yapan ABD, katliama cephe almadı. Avrupa Birliği, katliamı “itidal” çağrısıyla geçiştirdi.
Mısır, Mısır’dan ibaret değildir. Ortadoğu ve Afrika’nın Nil kıyısında atan kalbidir. Kahire’de izlenen siyaset “domino taşı” etkisi yapar. Burada tek bir tuğlayı yerinden oynatsanız, bölgenin diğer oyuncularını da etkiler. Mursi’nin denklem dışına itilmesi, Filistin’de Hamas’ın etki alanını daraltırken, bölgesel hesaplarda İsrail’in elini güçlendirir.
“Seçilmiş” cumhurbaşkanı Mursi’nin serbest bırakılması için meydanlara inen geniş kitleler, dünyaya demokrasi dersi veriyor. Bu onurlu direnişin en büyük destekçisi Türkiye’dir. Mısır’ın rahmine düşen “demokrasi” doğum anını bekliyor. Allahu teala’nın izniyle bunlar son doğum sancılarıdır.
Medeniyet, sadece kendi ülkesinin insanlarına refah ve huzurun sağlanması değil, tüm insanlığa şümul bir huzur ve refahın tesis ve devamlılığının sağlanmasıdır.
Batının Ortadoğu politikası ve hatta sözde medeniyeti her yönden iflas etmiştir. Tüm insanlık Osmanlının gidişi ile kaybolan huzuru aramaktadır.

Comments are closed.