Dergâhı terk edip dağa çıktı!..

Yunus Emre, hocası Taptuk Emre hazretlerine (rahmetullahi aleyhima) “otuz sene” hizmet etti.
Ama istifade etmediğini zannetti…
Öyle vehmetti kendi kendine.
Bu üzüntüyle terk etti dergâhı.
Ve çıktı dağlara.
Baş açık yalın ayak dolaşırken “iki kişiye” rastladı oralarda.
Oturup sohbet ettiler.
Birbirlerini sevdiler.
Yemek vakti gelince o kimselerden biri dua etti. O anda gökten yemek dolu bir “tepsi” indi önlerine.
Yiyip doydular…
Akşama öbürü dua etti.
Yine bir “tepsi” indi gökten.
Yine yiyip doydular.
Ve ertesi gün oldu…
Sohbet muhabbet derken acıktılar.
O “iki kişi” Yunus’a dönüp “Haydi sıra sende… Şimdi de sen dua et” dediler
Yunus Emre;
“Ben mi? Benim duamla ne yaprak deprenir, ne yemek gelir” dedi.
O kimseler;
“Hayır hayır, dua etmen lâzım… Usulümüz böyle” dediler.
Mecbur kaldı.
Ve el kaldırıp;
“Yâ İlâhî!.. Onlar kimin hatırına dua ettilerse o makbul zatın hürmetine bize sofra gönder” diye yalvardı.
Duası bitti.
Gökten “iki sofra” indi.
Öbürleri şaşırdılar! (Devamı yarın)

Comments are closed.