Din kitapları ortadan kalksa da!..

Şeyh Halid isminde “bir âlim” vardı ki, Şark vilayetlerinin adliye müfettişliğini yapardı. Bütün zâhiri ilimlerde İbni Hacer ve Seyyid Şerif Cürcani hazretleri kadar âlim olduğunu söylerdi.

Aslında öyle değildi.

Ama böyle inanıyordu.

Hatta “Bütün din kitapları ortadan kalksa, ben bu ilimleri yeniden ihya ederim” derdi.

İşte bu Şeyh Halid, Seyyid Sıbgatullah hazretlerinin ismini ve nâmını işitmiş, görmek istiyordu.

Niyeti, imtihan etmekti.

Kitapları karıştırdı.

Zor sualler hazırladı. Bunları o büyük veliye sorup güya Onu zora sokacaktı. Şeyh Halid geldiğinde Seyyid Sıbgatullah, onu karşıladı.

İltifatlarla içeri aldı.

Misafir edip ağırladı.

Başköşeye oturttu.

Ve sohbet esnasında bu mağrur şeyhin hazırladığı bütün sualleri, teker teker cevaplandırdı.

Mağrur şeyh utandı!

Ve bu büyük veliye;

“Ey üstadım, beni affediniz, tövbe ettim” diyerek elini öptü ve müfettişliği terk edip Seyyid Sıbgatullah hazretlerinin önünde diz çöktü…

Onun “talebesi” oldu.

Seyyid Sıbgatullah hazretleri ata bineceği zaman derhâl koşar ve sırtıma bassın diye eğilirdi.

O ise buna üzülürdü.

Ve onu bundan meneder, bir daha böyle yapmamasını tembih ederdi.

Ama elinde değildi.

Onu çok severdi.

Ve bu büyük velinin teveccühüyle evliyalıkta yüksek makamlara ulaştı.

Comments are closed.