(Dünden devam)
Kral bunu işitti.
Kalbine korku girdi!
Ve Lût aleyhisselama dönüp “Rabbinin emir ve yasaklarını şu insanlara anlat. Eğer kabul ederlerse ben de onlarla beraberim” dedi.
Lût aleyhisselam ayrıldı.
? ? ?
Kavmini topladı.
Emr-i maruf yaptı.
Nasihatler etti.
Ama dinlemediler.
Aralarında toplandılar.
Bu işi konuştular.
Ve istişare ettiler.
? ? ?
Sonunda hazret-i Lût’u yurtlarından çıkarmaya karar verdiler!
Ve bunu kendisine söylediler.
Lût aleyhisselam, onları Allahü teâlânın azabıyla korkuttu.
Yine aldırmadılar.
Hatta alay edip:
“Eğer doğru sözlü isen bahsettiğin o Allah’ın bizim için vadettiği azabı getir!” dediler
? ? ?
Azdıkça azdılar!
Hiç uslanmadılar.
Nûh Nebi anlattı.
Onlar yalanladı.
Böylece kırk yıl geçti.
Sonunda ümidini kesti.
? ? ?
Ve ellerini kaldırıp “Yâ Rabbî! Bunlara azap indirerek bana nusret/yardım et!” dedi.
Kavmiyse daha azdı.
Haddi çok aştılar.
Yeryüzü bile dayanamadı!
Allahü teâlâya iltica etti/sığındı.
Üzüntüsünü bildirdi. (Devamı yarın)