Balıkesir’de yaşayan velilerden Muhyiddin-i Rumi hazretleri, bir günkü sohbetinde “Bu dünya âhiretin hayalidir” buyurdu.
Dinleyenler sordular:
“Hayali mi efendim?”
“Evet, bu dünyada ne görüyorsanız âhiretteki aslının bir sureti, görüntüsüdür” buyurdu.
Yine sordular:
“Yani hocam, bu dünyada olan her şeyin âhirette hakikati mi var?”
“Evet öyle.”
“Peki biz, kar ve deniz manzarasını çok seviyoruz hocam… Cennette bunlar da olacak mı acaba?”
Büyük zat;
“Elbette, hem de hakikisi olacak… Fakat cennette böyle şeylere bakmaya vaktimiz olmayacak ki…”
Sordular:
“Neden hocam?”
“Çünkü orada bu dediklerinizden çok daha cazip şeyler olacak… Mesela Peygamber Efendimizin, Eshab-ı Kiram’ın ve Evliyaların emsalsiz sohbetleri olacak… Peygamber Efendimizin sohbeti varken başka şeyler hatıra gelir mi?”
“Gelmez elbette efendim.”
“Şimdi anladınız mı?”
“Anladık hocam.”
? ? ?
Bir gün de bazı sevdikleri, “Efendim, bize ‘dua etmek’ten bahseder misiniz” dediler.
Cevabında;
“Dua ederken Allah dostlarını araya koyun. ‘Onların hürmeti için…’ diye dua edin, kabul olma ihtimali çok olur” buyurdu.